Salkım saçak dal uçlarından
Gelen bahar gibisin
Bilsen, nasıl açtığını ve büyüdüğünü
Anlasan bahara batan güneşlerin rengini
Anlasan sen yokken buralarda neler oldu
Neler koptu, harman yerinde yıldızlar düştü
Düştü hepsi birer birer
Yakalamak için koşmak mı, durmak mı gerek
Geçip giden hayattır önümüzden
Bilmek mi, bilmemek mi gerek?
Bir bilen varsa söylesin , çıksın ortaya
Ben harman yerlerinde büyüdüm, yıldızlarla büyüdüm
Buğday başakları ve ayçiçekleri vardı çocukluğumda
Kimsesizlikten çok yalnızlık vardı
Yalnızlıktan çok hiçbir şey yoktu
Ve ben yürürdüm, yalnızlığa doğru daha çok
Kimsesizliği sevmezdim, çaresizliği hiç sevmezdim
Belki çaresiz, belki kimsesiz olmamdan
Blei senden, belki senden
Uzatma, salkım saçak salma beni
Koyverme, sallama, silkeleme beni
Dökülürüm, tutunamam dallarımda
Korkarım kentin büyüklüğünde
Kent hem kimsesizlik, hem yalnızlıktır
Hem ezilmişlik, hem kaybetmişliktir
Bir köşede atılmaktır, yok olmaktır
Özlemi budur belki kırsal insanların
Kırsalda kimse atılmaz, itilmez, kakılmaz
Salkım saçak olmaz kimse
Kentin aşkı bile zalimdir, acımasızdır
Heyyyyyy, nerden geliyorsun sen?
Bırak git beni, bırak kendime
Ve yoluna yürü sen..!