Gün Uzar Yüzyıl Olur'u okuma atölyesi programı nedeniyle ilk okumamdan yaklaşık 30 yıl sonra tekrar okudum.Bu kitabın ve diğer Cem Yayınevi kitaplarının ayrı bir yeri vardır bende.Öğrenci harçlığımdan arttırdıklarımla bilmem kaç ay taksitle aldığım bu 20-30 kitap şu an 3000 kitap civarı kitap barındıran kitaplığımın temelini oluşturur.Benim ikinci okumam olmasına karşın, elden ele dolaşmıştır Gün Uzar Yüzyıl Olur.Okurken tamir etmem gerekti dağılan sayfalarını.
II.Dünya Savaşı sonrası Kazakistan'ın Sarıözek Bozkırı'nda demiryolu işçisi olarak çalışan savaş gazisi Yedigey'in bir gününün anlatıldığı kitapta, zamanda gidiş gelişlerle gerçekten bir gün yüzyıl olur.Bir Kırgız efsanesi olan Nayman Ana efsanesi üzerinden mankurt ve mankurtlaştırmayı anlatan yazar, Stalin dönemi Sovyet Rusya'sında kaybedilen Türk kimliği ve baskıcı Stalin döneminin yarattığı toplumsal değişim üzerine dikkat çeker.
Kitabı ilk okuduğum dönemde internet olmadığı çok kısıtlı kaynaklardan faydalandığımız için çıkartılan bir bölüm olduğunu bilmiyordum.Sovyet yönetiminin baskısının (KGB) nispeten azaldığı bir dönemde Cengiz Aytmatov, Cengizhan'a Küsen Bulut adı altında bir novella yayımlar.Cengizhan'a Küsen Bulut, aslında Gün Uzar Yüzyıl Olur'un bir bölümü niteliğindedir.Kitabın kahramanlarından biri olan öğretmen Abutalip Kuttubayev'in ölümü ile sonuçlanan tutukluluk dönemini anlatır.
Gün Uzar Yüzyıl Olur, içinde birden fazla öykü barındırır.Bir yanda değişen düzenle birlikte ayakta kalmaya çalışan Kazakların yaşamını bir yanda uzay çalışmaları sırasında dünya dışı bir uygarlıkla ilişki kuran 1-2 ve 2-1 kod adlı kozmonotların öyküsünü anlatır.Yedigey'in Kuttubayev'in karısı Zarife' ye duyduğu naif aşk çok etkiledi beni.Yıllar sonra yine aynı keyifle okudum Gün Uzar Yüzyıl Olur'u.Sadece uzay çalışmaları ile ilgili öyküye gerek var mıydı olmasaydı kitap bir şey kaybeder miydi kendinden bunu bilemedim işte.Sonuçta yazarın tahayyülüne bağlı değil mi?