Gönderi

Kadın kimin için süslenir?
Bazen kadınlar erkekler için giyindiklerini söylerler ama kesinlikle yalnızca erkekler için giyinmezler. Onlar öteki kadınlar için de ama her şeyden önce kendileri için giyinirler. Kadınların görüşüne haksızlık etmemek için güdülerin oluşturduğu bu kavramın doğru olduğu kabul edilmelidir. Onların, başkalarına karşı çekici gelmeyi ummadan önce, aynada gördüklerini beğenmeleri gerektiği anlaşılmaktadır. Kendi görünüşlerinden edindikleri izlenim, başkalarının üzerinde bırakmayı umdukları izlenim üzerindeki en önemli faktörlerden biridir. Aynaya bakan kadın kendisini başkalarının gözüyle, bazen de tek bir kişinin gözüyle görür. Bu “elbiseli prova”daki izlenimin, daha sonra onun başkalarına çekici görünüp görünmemeye karar vermesinde çok büyük önemi olduğu yadsınamaz. Eğer kadın görünüşünden yeterince tatmin olmuşsa, bu onun özgüvenini güçlendirecek ve güzeliği içinde pırıl pırıl parlayacaktır. Başkalarına çekici gelmek isteyen bir kadın önce kendisine çekici görünmelidir. Psikanalitik bir seansta genç bir hastam tarafından söylenilen, “kötü giyindiğim zaman herkesten nefret ediyorum,” tümcesi giysi satan her mağazaya asılmalıdır. Bu, genel olarak çok ihmal edilen temel psikolojik gerçeklerden birini içerir. Estetik nedenlerden olmasa da bu tümcede ifade edilen sonuç insanlık adına dikkate alınmalıdır. İyi giyinmişolduğunu bilen bir kadın, genelikle dostluk duygusuyla dolu olacak ve herhangi birini hoşnut etmek için fazla çabalaması gerekmeyecektir. Hiçbir mantıklı kadın erkekler için de giyindiğini, yani onlara çekici gelmek için giyindiğini yadsımayacaktır. Bu, erkeğin onun kocası olmasını gerektirmez; aslında bazı durumlarda giyinmek, kocadan başka bütün erkekler içindir. Dorothy Parker’in öykülerinin birinde, The Lovely Leave (Harika İzin), genç bir eş izinli gelecek kocasının dönüşünü bekler. Kendisini güzeleştirmiştir, kendisine çok pahalı olan o sade görünüşlü siyah giysilerden birini satın almıştır, çünkü kocasının siyah ve sade giysilerden hoşlandığını bilir. Kocasına giysiyi beğenip beğenmediğini sorar: “A, evet,” der adam, “senin üzerinde bu giysiyi her zaman sevdim.” Kadın sanki taşa dönmüştür. “Bu giysi,” der kadın, aşağılayıcı bir toksözlülükle ve sözcüklerin üstüne basa basa, “yepyenidir. Ömrümde bunu hiç giymedim. Eğer merak ediyorsan, onu özelikle bugün için satın aldım.” “Affedersin, tatlım,” der adam. “Tabi, şimdi bunun öteki olmadığını görüyorum. Bence harika. Seni siyahlar içinde görmek hoşuma gidiyor.” “Böyle durumlarda,” diye yanıtlar kadın, “bu elbiseyi keşke başka bir nedenden ötürü giymişolsaydım diyorum.” Genç kocası onun giysisine gereken değeri vermedi diye korkutucu dul kalma isteği, erkekler için psikolojik olarak pek anlaşılır bir şey değildir ama bu kadar derinden incinme duygusunun yalnızca bu özel giysiyle ilgili olmadığını anlarız. Kadının duygularının kökleri erkeğin onun fiziksel güze liğini ve giysisinin içindeki bedenini takdir etmemesi düşüncesindedir. Eski, unutulmuşolan özürlü olma duygusu, penissizlikten ötürü küçük kızın duyduğu acı, kocasının onun giysisine dikkat etmemesi nedeniyle duyarlılığını şiddetlendirmiştir. Kadın bu dikkat yokluğunu daha çok hisseder çünkü kendisini adama çekici göstermek istemiştir. Eğer o adama mükemmel bir yemek hazırlamışolsaydı ve adam onun çabasını dikkate almadan ve takdir etmeden yemeği yeseydi, kadın gene kendisini kırgın hissedecekti. Ama yeni giysi olayında onun gururunun aldığı yaranın değişik bir niteliği vardır, çünkü o titreşimini bir erkek çocuğunun bir kız çocuğunun bedenini beğenmemesi yönündeki çocuksu duygunun bilinçdışı yenilenmesinden alır ya da kadın kendi bedenini erkeğinkiyle kıyasladığında kendisininkini yetersiz hissetmiştir.
Sayfa 128Kitabı okudu
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.