Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Doğru zamanı bekliyordum, bu kitap için kuracağım cümleler benim için çok önemliydi çünkü. Hala da önemli... "Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu" Bu kitabı okuduğum günü hala unutamıyorum. Kantinde oturuyordum, elimde arkadaşımın verdiği kitabı okurken, O geldi ve bana elimdeki kitabın pek bir değeri olmadığını söyledi. Gerçekten de öyleydi. Ve bana gel sana bir kitap vereyim onu oku, dedi. Hemen kabul ettim, çünkü onun bana verdiği her kitabı büyük bir özenle okumuş, sevmiştim. "Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu"nu verdi. İncecik bir kitap diye düşündüm hemen ve ismini tuhaf bulmuştum. Yazarının Stefan Zweig olduğunu görünce gülümsedim. Çünkü ben Zweig'la Satranç sayesinde tanışmıştım. Ve yine bana Satranç kitabını da veren o değerli insandı. Eve gidene kadar elimde tuttum "Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu"nu. Ona baktıkça içimde hüzün hissediyordum. Bu kitap, adıyla bile beni derinden etkilemişti! Her şey sakinliğe kavuştuğu zaman, yavaşça kitabın kapağını açtım. Hep mektupların değerleri çok fazladır. Mektup, çok farklı bir şeydir... Hüzün içeren bir mektubu okumak ise cesaret ister. "Sana, beni asla tanımamış olan sana," diye başlıyordu mektup. Bu cümleyi okuyunca ben de R. gibi durdum, bir kadının kalbinin bütün sırlarını açtığı bir mektup okuyacağım, dedim. Derin bir nefes aldım, okumaya başladım. Daha mektubun başında "Çocuğum dün öldü" diyordu. Bir kez daha titredim. Bu mektubu yazan yalnızca aşık bir kadın değildi, aynı zamanda bir anneydi. Önce sadece küçük bir çocuğun hayranlığı vardı, bir adama karşı. Oysaki bu hayranlık aslında masum bir aşktı. Okurken gözlerim doldu, içim acıdı. Sevginin karşılık görmesi büyük bir şeydir. Ve insanın sevdiği tarafından önemsenmemesi kötü şeydir. Kitapta en çok içerlediğim cümle şu oldu " Ve meraklı bir ilgiyle bana bakışından hemen anladım: Beni tanımamıştın." Onu tanımadı o adam, hiçbir zaman tanımadı... Kimisi bu kadının aşkının abartılı olduğunu düşünebilir, bir hastalık olduğunu düşünebilir. Ama kendinizi bir onun yerine koyun. Daha on üç yaşında birine hayranlık duymasıyla başlıyor her şey, sevmek ve sevilmenin ne olduğunu bile kavrayamamış bir yaşta. Herkesin sizi sevmesi önemli değildir, önemli olan sizin sevdiğiniz kişilerin sizleri sevmesidir. Fakat insan bir türlü sevdiği gibi sevilmiyor. Sanırım bu da dünyanın bir kanunu olmuş. Bazı kitaplar sizi şaşkına çevirir, ışte bu kitap da öyle bir kitaptı benim için. Herkes sever mi tartışılır. İçtenlikle yazılmış bir kitap! Ve, son olarak şunu söylemek istiyorum; okuduğum her kitabı yaşayarak okumaya çalışırım. Ben ilk kez bir kitabı ağlayarak okudum ve bu kitapta "Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu"ydu. Uzun bir inceleme oldu, fakat bu kitabın bende yeri apayrı.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225,1bin okunma
··
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.