Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

479 syf.
10/10 puan verdi
Size de oluyor mu bilmem. Ne zaman bir yolculuğa çıkacak olsam, yolculuk arefesinde tuhaf bir gerginlik olur üzerimde. Yolda nelerle karşılaşağım, yolculuk nasıl geçecek, yolun sonuna sağ salim varabilecek miyim? Yaşamadan cevabını bulamayacağım bu sorular gerer beni. Bir kitaba başlamadan önce de aynı gerginliği hissederim üzerimde. Ama yine de okuma süreci boyunca heyecanımı diri tutmak için roman içeriğini öğrenmemeye çalışırım. Oğuz Atay’ın tarzına Tutunamayanlar’dan aşinayım aslında. Bu yüzden, önceden nereye varacağımı bildiğim bir yolcuğa, bu sefer farklı yollardan gideceğim hissiyatıyla başladım Tehlikeli Oyunlar’a; beni yer yer umutların, yer yer hayalkırıklıklarının, yer yer yükselişlerin, yer yer de dibi görmelerin beklediğini bilerek. Kitap Oğuz Atay’ın deyimiyle “önsöz Amca” olarak Cevat Çapan’ın önsözüyle açıyor gözlerini size. Cevap Çapan, elimizde tuttuğumuz kitabı okumak üzere olduğumuz için ne kadar şanslı olduğumuzdan bahsediyor. Kitabı bitirdikten sonra, hatta okuma sürecinde sizin de üzerinizde hakim olacak “kaliteli kitap okuma coşkusu” sebebiyle olsa gerek, dayanamamış, spoiler patlaması yaşamış sanki biraz ama olsun. Hevesimizi kırmıyoruz. Oğuz Atay ilk kitabı Tutunamayanlar’daki gibi bu kitabını ithaf ettiği kişi; Sevin Hanım. (Sevin Seydi) Sevin Hanım,-kısa bir dönem de olsa- Oğuz Atay’a derin dokunuşlar yapan; hem özel hayatında hem yazın hayatında, ona yoldaş olmuş ve birikimleriyle onu beslemiş en değerli şahsiyet. Bu yüzden kitabı okurken karakterlerde yazarın birebir kendi hayatından ve Sevin Hanım’la olan ilişkisinden izler görmeniz mümkün. (Kitabı okumadan önce yine geniş çaplı bir Oğuz Atay biyografisi okumanızı tavsiye ederim.) İşte başlıyoruz. Bu sefer ana karakterimiz Hikmet Benol. Kimdir bu Hikmet Benol diyecekseniz 2. Selim Işık diyebiliriz aslında. Yahut Selim Işık’ın genişletilmiş versiyonu. (bkz. Hikmet I, Hikmet II, Hikmet IV vs. ) Hikmet taşrada doğup büyümüş, ardından büyükşehire yerleşmiş, üniversite eğitimi almış, topluma göre kendini daha üst seviyelerde yetiştirmiş aydın bir insandır. Bir arkadaşı vasıtasıyla Sevgi ile tanışır. Evlenirler. Ancak Hikmet bu evlilikten umduğunu bulamaz. Nereye elini uzatsa hayatında bir tutunamamazlık bir kaybediş başlar ”…Bu yüzden de kaybediyorduk. Zaten hangi yüzden kaybetmiyorduk ki?” Bunu kavradığı anda artık tüm bir karmaşadan, iç savaşlardan sıyrılıp bir gecekonduya yerleşir. Amacı; gerçek hayatında kazanamadığı oyunları, şimdi kendi yazdığı oyunlarla alt ederek, insanların burunlarından getirmek; ölmek değil, vicdan azabı rolünde yaşamaktır. Kitapta geçen kurgu boyunca Hikmet’in inişlerini çıkışlarını görüyoruz; Sevgi’ye sitemi, Sevgi’ye özlemi. Bilge’ye sevgisi, Bilge’ye öfkesi. Kendine acıması, kendini haksız buluşları. Hep bir keşke, belki, oysa üçlüsü arasında dolanır durur Hikmet. Bu süreçte en yakın arkadaşı, derttaşı, yer yer akıl hocası Emekli Albay Hüsamettin Bey’dir. Hikmet, bunca yıl içinde damla damla biriktirdiği barajının kapaklarını albayına açar. İşte o zaman bizim (okuyucu) için ıslanma hatta bazen boğulma bölümleri başlıyor demektir. İşte böyle bir hikayenin üzerine kurulmuş Tehlikeli Oyunlar. Bazen sayfalarında ıslak ıslak gezinirken, bazen aniden geliveren sert bir dalgayla boğuluveriyorsunuz. (Yanda mendil bulundurmak şart.) Ben, okurken bir ara bu derinliğe dayanamadım hakikaten. Kulaç atmaktan yoruldum. Birkaç gün okumaya ara verip, hikayeyi sindirerek okumaya devam ettim. Oğuz Atay, karakterleri ve tipleri bu sefer öyle güzel doldurmuş ki, en önemsiz görünen karakter bile, bir anda sizi size anlatan bir hale bürünebiliyor. Anlatım yüzeysel görünmekle birlikte çok derin ve içten. Ben kitabı, Tutunamayanlar'a göre daha düzenli gördüm. Tutunamayanlar'ı okurken anlatıcının keskin geçişleri beni konudan yer yer koparmıştı. Özellikle bilinç akışı yöntemiyle anlatılan bölümlerde "şimdi anlatma sırası kime geçti ki?" diye tekrar tekrar dönüp okumak zorunda kalmıştım. Atay'ın Tehlikeli Oyunlar'da bilinç akışı yöntemini çok daha derli toplu kullandığını görüyoruz. Özellikle Hikmet'in kendisiyle konuşurken yaşadığı iç çatışmalar benim en keyif aldığım kısımlar oldu sanırım. (Kendi kendiyle konuşurken kendini haklı çıkarıp, kendi ağzının payını verme zevkini yine kendinden başkasına bırakmayan bizden değildir. :)) kullandığı ironik dil sizi gülümsetirken, içten içe canınızı yakıyor. Karaktere göre bölüm dizilimi de oldukça iyi yerleştirilmiş. Bir bölümde Sevgi’ye deli gibi kızarken Sevgi’li bölüme geçince: Aslında… deyip kalıyorsunuz. Nacizane benim yüreğimi en çok vuran kısımlardan biri Sevgi’nin hikayesinin anlatıldığı bölüm oldu. Hasıl Tutunamayanlar’la kıyaslarsak Tehlikeli Oyunlar her yönüyle beni en deli köşemden vurdu diyebilirim. Okuma sürecinde yaşadığım duygu yoğunluğuna dayanamayıp, kitabı baştan sona alıntılama düşüncesine kadar vardırdım kendimi. Biliyorum çok uzun oldu. Ama yazamadığım, paylaşamadığım onca çok şey var ki kitapla ilgili. Anlatmaya çalışsam, kelimeler anlamını yitiriyor. Hikmet haklı galiba albayım; kelimeler, kelimeler bazı anlamlara gelmiyor.
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231,2bin okunma
··
101 görüntüleme
K. okurunun profil resmi
Bu kadar iyi bir inceleme 11 kişiye ulaşmış. Umarım daha çok kişi görür, kaleminize sağlık.
zeyneb okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. Bir katkım olduysa ne mutlu bana. :)
irem okurunun profil resmi
Gerçekten çok yararlı bir inceleme olmuş, elinize sağlık. Daha önce hiç Oğuz Atay okumamış biri olarak çekimserliğim yerle bir oldu. Teşekkür ederim. :)
zeyneb okurunun profil resmi
Öncelikle ben teşekkür ederim. Oğuz Atay'a dair zihninizde anlamlı bir pencere açtıysam ne mutlu. Çekinmeyiniz, mutlaka okuyunuz tez zamanda. :)
Melike okurunun profil resmi
Nihayet! dağılın normal hayata dönüldü. Eline, emeğine sağlık Zeynep :)) ama elim gitmesin ;)
Ferman Mamedov okurunun profil resmi
İsimler (Hikmet, Sevgi, Bilge ve bilmediğim belki daha hangi isimler) dikkatimi çekiyor. İsimler üzerinden kurgulanmış gibi hissettim. Sizin de kurgu üzerine yazdığınınız bir cümlede Hikmet'in Sevgi ve Bilge'ye karşı inişli çıkışlı tutumu bu fikrime hak verebilir. Bir o cümlenizle, romanı okumadan da kurgusuna aşina olduğumu iddia etsem sanırım haklı çıkarım.
zeyneb okurunun profil resmi
Tam olarak haklısınız. Tutunamayanlar'da da aynı durum söz konusu aslında (kurguyu isimle bütünleme). Ama ben bu durumu okurkenki duygu yoğunluğumdan olsa gerek farkedememiştim açıkçası. Neden sonra kitabın sonundaki Oğuz Demiralp'in değerlendirmesi sayesinde farketme şansım oldu. Demiralp şöyle bir tespitte bulunmuş: Sevgi'yle sevgisiz, Bilge'yle bilgisiz. Bu cümle beni fena halde sarsmıştı. Kitabın bana göre özüne ulaşan bir tespitti bu. Sonrasında birkaç gün sevgisiz bir Sevgi, Bilge'siz bilge diye mırıldanıp durmuştum. Kitabı kafamda sonlandırmam çok uzun zaman almıştı. Daha ne desem; çok güzel kitap ya hu. Bende yeri hep farklı olacaktır.
enkaratas okurunun profil resmi
Çok güzel yazmışsınız emeginize sağlık :) ilk defa Oğuz Atay okuyan biri olarak bu kitabı anlamakta zorluk çektiğim oluyor. Yada olay nereye varıcak diye düşündüğüm oluyor. Kitabın yarısındayim. Bunları düşünerek okumam bir tek bende mi oluyor diye merak ediyorum. Sizlerin yazıları sayesinde okuma isteğimi canlı tutuyorum :)
zeyneb okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. Yazarın yazım tarzına alıştıktan sonra akıp gidiyor aslında. Zorlanmanız çok normal. Diğer kitaplarını eminim daha bir keyifle okursunuz. :)
zeyneb okurunun profil resmi
Kitabı okuma sürecimdeki darlamalarıma ve daralmalarıma katlandığın için teşekkürü bir borç biliyorum dostum. :) Sağolasın, sonunda yazabildim.
Yunus okurunun profil resmi
1k sayesinde okuduğum bir kitap daha. İyiki varsın 1k:)
Özge Uysal okurunun profil resmi
Kusura bakmayın lütfen yeniyim ve bu kitabı okumak istiyorum nasıl açacağım yardımcı olur musunuz rica ediyorum.
zeyneb okurunun profil resmi
Kitabi burada okumuyorsunuz. :) Yani site online kitap okuma platformu değil. Okuduğunuz kitapla ilgili alıntılar paylaşıp inceleme yazabilirsiniz.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.