Gönderi

194 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Bilimin ne olduğu kadar ne olmadığı da çok önemlidir. Aynı şekilde dinin ne olduğu kadar ne olmadığı da çok önemlidir. Ama bilim veya din, ne dogmatik ve bağnaz din adamlarının dediği gibi bilim bizim düşmanımızdır, ne de din bazı materyalistlerin, yeni-ateistlerin dediği gibi dünyadaki savaşların ve ölümlerin sebebidir. Kısaca anlatmak gerekirse, ne bilim orucu bozar, ne de din suyun 100 derecede kaynamasını engeller. Alper Bilgili, bu çalışmasında bilimi sınırları içinde yorumlayarak, bilime olmadığı anların üstünde anlamlar yükleyenlere cevap verir nitelikte, kaynaklarıyla beraber tartışmayı hedefliyor. Özellikle yeni-ateistlerin daha doğrusu moda olan yeni-ateist akımının kitlesine, Richard Dawkins’e, Sam Harris’e ve en başta da ülkemizde olan bu vagonların başındaki lokomotifte bulunan Celal Şengör’e cevaplar veriyor. Şengör’ün bilim alanındaki çalışmaları asla ve asla kenara atılamayacak türden, bunu düşünmeden kabul etmeliyiz; ama Şengör’ün bunların yanında koca bir yanlışı var ki, o da: Aykırı olma isteği ve içindeki bazı düşüncelere yenilme durumu. Askeri darbelere sempati duymasıyla beraberi Kızılderili soykırımını geri kalmış bir toplum oldukları için gerekli ve doğru bulması, 80 darbesi sonrası tutuklu kişilere dışkı yedirilmelerini, doğadaki bazı maymun ve hayvanların dışkı yediklerini söyleyip ve bunun da bilimde ve doğada olduğunu söyleyip, mahkumlara da dışkı yedirilmelerinde herhangi bir yanlış görmemesi vb. vs. vs. gibi birçok farklı ve saçma görüşleri üzerinden handikapları olan birisi. Bilim, insanlığın iyiliği için kullanıldığında muhteşem bir araçtır, din de esas amacından çıkartılmayıp aynı insanlığın iyiliği için kullanılan bilim gibi içinde bulunulursa yine insanlık için muhteşem bir şeydir. Ama dini kullanarak, farklı dine, farklı mezheplere mensup kişileri öldürmek ne kadar yanlışsa, İkinci Dünya Savaşı’nda da vs. birçok bilimsel araştırma için yapılan kıyımlar da bir o kadar yanlıştır. Şengör gibi yeni-ateistlerin yaptıkları en büyük yanlışlardan biri maalesef bu durumun aynısı olup, kurum veya kişilerin yaptıkları yanlışlardan dolayı bir genelleme yaparak o şeyi komple bir yanlış olarak göstermeleridir. Şengör ve yeni-ateistlerin bilime karşı işledikleri kusur da, dine karşı yaptıkları ayıp da, bilimi dinin karşısına yerleştirmek uğruna birçok kavramı çarpıtmalarıdır. Bilimi sınırlarının dışına çıkarmaya zorlamak ve insanlığa (#25708533) her konuda rehberlik edecek tek uğraş olarak gösterilmesi bunlardan birisi olmakla beraber, bana göre de en önemlisi. Şengör ve yeni-ateistler bilimi yetki sahibi olmadığı alanlarda konuşmaya zorlayarak belki de bilime yapılabilecek en büyük kötülüğü yapmaktadırlar. Şengör haricinden Kerem Cankoçak da bu duruma ufak bir örnek olarak gösterilebilir. Şengör, hiç şüphesiz dinle ilgili çıkardığı sonuçlarında son derece yüzeysel olduğu bir gerçektir. Hatta dine mensup kişileri dogmatiklikle, bağnazlıkla suçlarken, hâlbuki dine karşı kendileri bağ bağnazlığı yapmaktadırlar ve bununla da beraber “Korkuluk Mantık Hatası” içinde boğulurcasına yüzerek. Ama yaptıkları bu korkuluk mantık hatası içinde de şöyle bir durumla karşılaşırlar, düştükleri mantık hataları yüzünden belki de haklıyken haksız duruma düşebilmekteler. Şu bir gerçek ki, çoğu insanın dinden soğumasının hatta uzaklaşmasının altında yatan en önemli etken dinin kendisi veya din ile bilimin karşı karşıya olurmuş gibi olması değil, dini kurumların ve kişilerin etkisidir. Bu kişilerin bir başka büyük hatası da bilim natüralizmin karıştırılmasıdır. Kitap içeriğinden çok kitap ile ilgili uyuşan düşüncelerimi yazdığımı fark ettim, zaten kitapta genel olarak bu düşünceleri daha ayrıntılı olmakla beraber kaynakları ile veriyor.
Bilim Ne Değildir?
Bilim Ne Değildir?Alper Bilgili · Doğu Kitabevi · 2017371 okunma
··
271 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.