Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

465 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Ne çektin be Kemâl, tabii bize de çektirdin bu arada. :) Kitapta aşk var mı tartışılabilir, çünkü aşk herkesin kendince tanımlayabileceği bir duygu, durum. Bana göre aşk yoktu bu kitapta, hastalık, saplantı, takıntı vardı daha çok. Aslında aşk olmadığını düşündüren yazarın kendisi, bizi ortada bir aşkın olduğuna o kadar çok inandırmak istemiş ki,
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,1bin okunma
··
60 görüntüleme
Semih Doğan okurunun profil resmi
Nefis bir inceleme olmuş. Bence Füsun'la Kemal arasında yaşanan "yarım kalmış aşk", Kemal'i derinden sarsmış ve Füsun'a takıntılı hale getirmiş. Buna aşk demek, sizin değindiğiniz gibi, çok doğru değil. Ben de saplantı olarak nitelemiştim. Bu tür kitapları yorumlamak ve genel kanının aksini ifade etmek çok zor bence. Siz bunu başarmışsınız. Hem tebrik hem teşekkür ederim şahsım adına.
aslı okurunun profil resmi
Her kitap okurun hazır bulunuşluğu nispetince anlam buluyor sanırım. Teşekkür ederim.
Metin T. okurunun profil resmi
Raif efendi ve Kemal! Raif ve Kemal'in kişiliklerini karşılaştırmak ne aklıma gelmişti ne de üzerinde düşünmüştüm. Sizin inceleme aklıma getirdi. Raif mücadele gücü düşük, edilgen biri. Memlekete döndükten sonra bunalıma girmesi, ekonomik tükenişini itirazsız kabul etmesi, sonra da aşkıyla ilgili tüm yaşadıkları olumsuzluklarda Maria'yı suçlaması (belki de suçlayamaması) iflah olmaz bir zayıflıktı. Raif o kadar zayıftı ki kızını hem de Ankara'da bulmuş, onu alıkoymak için hiçbir çaba sarf etmemişti. Belki, Maria'nın ölüm haberini henüz almasının şokunu yaşadığını düşünebiliriz, ama o fikre kendini çoktan hazırlamıştı. Kemal ise sadece hayatını renklendirmek için şımarıkça yollar arayan bir küçük burjuva lumpen, bir snob gibi davranıyordu ilk başlarda. Aslında kendi kişiliğinin farkına varmamış bir monomanikti. Füsun'un onu sevip sevmediğini anlayamadım. Hatta sevmiyordu. Kemal başlarda işlediği "günahların" bedelini öyle bir ödedi ki... Bu tutkulu, hastalıklı aşka Demirkubuz'un Kader'inde Bekir düştü. Filmin sonuydu, Bekir öyle laflar ediyordu ki, işte o an, onun tükenmiş, artık iflah olmaz bir kaybeden olduğunu anlıyordunuz. --"Bekir, bu kapı ahret kapısı, burası sırat köprüsü. Bu sefer de geçersen bir daha geri dönemezsin, iyi düşün dedim. Düşündüm, düşündüm. Ama olmadı. Dönemedim. Sonra bak oğlum dedim kendi kendime. Yolu yok çekeceksin, isyan etmenin faydası yok. Kaderin böyle. Yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi." Aşk mı İstanbul mu? İkisi ayrılmaz bir ikili mi, yoksa birbirinin antagonisti mi? Daha çok su kaldırır. Elleriniz dert görmesin.
aslı okurunun profil resmi
Metin Hocam Kemâl ve Füsun'la ilgili tespitlerinize katılıyorum. Füsun sevmedi Kemâl'i bence de. Bu aşkın bir hikâyesinin olması için böyle olması gerekiyordu sanırım. Çok teşekkür ederim değerli yorumunuz ve bizimle paylaştığınız bilgiler için. :)
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Tebrikler Aslı Hanım. Keyifli, bilgilendirici ve doyurucu bir inceleme olmuş. Ayrıca kitap konusundaki hislerime de tercüman olmuşsunuz. Kaleminize sağlık.
aslı okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Ayşe Hocam. :)
Delirmek Belirmektir okurunun profil resmi
Soyismi T. Seklinde olan arkadaslar bana akrabaymissiniz hissi ve samimiyeti veriyorsunuz :)
aslı okurunun profil resmi
Kitap kardeşliği de akrabalıktan sayılmalı, teşekkür ederim. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.