Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Rameau’nun Yeğeni – Denis Diderot Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; sadece benim okuduğum Engin Yayıncılık basımı olan bu kitaba has bir husus mu tam olarak emin değilim ama bu basım kitabın ilk 50 sayfası; " 18.yy Aydınlık Yüzyıl" başlığı altında dönemin Fransa'sında, İhtilal öncesi kültürel,siyasal ve sosyolojik yapılanma, ticaret ve sanayi, bilim, felsefe, edebiyat, sanat ve dini gelişmeler ile yazarımız Denis Diderot hakkında o kadar güzel bir bilgi geçmiş ki hikayeyi okuduğunuzda sanki bir Fransız gibi konuşmanın içinde hissediyorsunuz kendinizi. Bu bağlamda, aynı zamanda çevirmen de olan ve bu kısa özeti bizlere sunan Adnan Cemgil'e de çok teşekkür ederim. Denis Dideɾot (1713 - 1784), Fɾansız yazaɾ ve filozof. Aydınlanma Çağı'nın en önemli kişiliklerinden biri. Toplumu eğitmek ve geliştirmek iςin tasarlanan ünlü Ansiklopedi'nin (Encyclopédie) baş editörüydü. Onun önderliğinde Aydınlanma döneminde Batı Avrupa'da ülkeler arasında çekişmeler olsa da bilgi akışı yeni aydınlaɾın toplumlaɾa kazandıɾılmasını sağlamıştıɾ. Ansiklopedi'nin 8-18 ciltleɾi, 1-7 ciltleɾindeki bilgileɾ üzeɾine kiliseden aldığı tepki ile yasadışı olaɾak basılmış, Filozofça Düşünceleɾ isimli yaρıtı da mahkeme kaɾaɾınca yakılmıştıɾ. Edebiyat alanında da birçok katkısı bulunan Diderot'nun başlıca özelliği romanları şekil ve içeriğinin yanı sıra, felsefi olarak da incelemesiydi. Romantizm akımının öncüsü ve humanist olan Diderot; zengin kiliseler kontrolünde bir endüstri olarak gördüğü Hıristiyanlık dinini reddetmiş ve birçok aşırı dincinin saldırılarına maruz kalmıştır. Hikayeye gelince; * Diderot’un, bir başka kendisi ile yaptığı konuşmalar, bir başka benliğinde sormak istedikleridir kendisine. Hayatın akışında karşımıza çıkanları sorgulayan, sorgularından çıkarttıklarını analiz edip, belli bir felsefi bakış açısı ile harmanlayan bir o ile doğruları çok doğru bulmayan, ahlaki yapıların ne kadar ahlaki olduğunu soran şeytani bir o ile konuşur Diderot. * Rameau’nun Yeğeni ile Denis Diderot bize, bizim hemen hemen hergün yaptığımız kendi kendimize konuşmaları gösteriyor aslında. Bu konuşmalarda hep bir çekişme olmasa da ikileme düştüğümüz çok olur. Bazen sorgularız bazense sorgusuz sualsiz kabulleniriz başımıza gelmesi muhtemel herşeyi. Kaderci oluruz bazen, bazen olmazsa olmazlarımız vardır, direniriz. İnsanlığı eleştirir, ahlakı eleştirir kendi değer yargılarımızı kendi kendimize yüceltir, egomuzun bizimle oynadığı gibi oynarız başkalarının değer yargıları ile. Zevk alırız bundan. Sürekli bir aşağılama ve ötekileştirme olsa da bunda, yine de vazgeçmeyiz. Bizim her şeyimiz doğru, başkalarının her şeyi yanlış. Bembeyaz ya da simsiyah. Hiçbir gri yoktur bize göre hayatta! (Alıntı) * Kitabı okudukça kendinizi buluyorsunuz, eşinizi, iş arkadaşınızı, komşunuzu... İyiyi-kötüyü, doğruyu-yanlışı hepimiz biliyoruz aslında ancak bir kısmımız olumlu yaşarken ve bundan mutlu olurken bazılarımız tam tersini yaşayarak mutlu oluyor, bunun çok uzun sürmeyeceğini bilse dahi...Olaylara dışarıdan bakabilmek mümkün mü? Her türlü art niyetten, ön yargıdan...İşte Diderot bize burada, bu başlangıcın temellerini göstermeye çalışıyor...Keyifle okuyacağınız bir kitap.... Kitapta beğendiğim bölümlerden paylaşmak isterim; - “Hoşumuza giden yalanları avuç dolusu yutarız da acı gerçekleri yudum yudum içeriz…” - "Minnet ağır bir yüktür ve kimse yük taşımak istemez..." - " Herkes erdemi över, ama yine herkes ondan nefret eder, kaçar: erdem buz gibi soğuktur; insanoğlu ayağını sıcak tutmak ister. - " Doğrusu namuslu ve değerli insanları çekiştirenler beni övselerdi kendimi alçalmış hissederdim..." - "Bilge kişinin asla soytarısı yoktur; soytarısı olan da bilge kişi değildir..."
Rameau'nun Yeğeni
Rameau'nun YeğeniDenis Diderot · İş Bankası Kültür Yayınları · 2013236 okunma
··
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.