İlkokuldayken sınıf kütüphanesindeki kitaplar ile başladım kendi kitap serüvenime. Genelde çocuklara yönelik macera kitapları bulunan, küçük bir kütüphanemiz vardı. Dönüşümlü okurduk kitapları, kiminin elinde süründükçe sürünürdü kitaplar. Öğretmen de anlatmamızı istiyor ya, belki bir ara okurum diye bırakmazlardı da kitapları bir türlü. O zaman da içim acırdı. Sen ver kitabı, ben okur anlatırım sana diye diye öğretmene bile kaydettirmeden kütüphanedeki tüm kitapları okumuştum. Evimizde öyle çok kitap da bulunmazdı, ailede benim dışımda kitap okumayı böyle seven de çıkmadı zaten hiç, kime çektiğim hâlâ merak konusu :) Haliyle kütüphanedeki kitapları da daha sonradan çeşitli kütüphane üyelikleri ile elde ettiğim bütün kitapları büyük bir iştahla okudum. Derken zamanla kendi kütüphanemi yapmaya başladım büyük bir özenle. Şimdilik yalnızca 300’e yakın kitabım bulunan bir mini-kütüphanem var ama en büyük hayallerimdendir tüm duvarları kitaplarla dolu bir çatı katı odası!
Bu kitapla birlikte çok acı bir şeyi fark ettim. Kitap okumayı, bana hitap eden kitaplar okumayı seviyorum evet ama bazı muhteşem eserleri de kaçırmışım hep. Bir edebiyat eğitimi almamış olmam ya da seçeceğim kitaplar konusunda bir yol gösterici olmaması mı etkili oldu, bilemiyorum. Gerçi kitapları seçerken çok okunmuş olmasına ya da başkalarının yorumlarına bakmam kolay kolay. Başkasına hiç hitap etmeyen bir kitap benim tam da ihtiyacım olan bilgiyi içeriyor olabilir. Okumadan bilemem. Önyargılı yaklaşmam kitaplara çoğunlukla bu yüzden. İnsan okuyacak kitaplarının birikmesinden değil, bitmesinden korkmalı bana göre. Ben hep okuduğum kitap sayısından fazla okuyacağım kitap sayısı olmasına gayret ederim. Gelişmenin biricik yöntemi bu değil midir? Yeni yazarlar keşfetmeyi (benim için yeni olan) de çok severim. Ama bu sevdaya yakalanıp da edebiyatın mihenk taşlarını da gözden kaçırmamalı değil mi?
Bu kitap, ıskalamış olduğum nice güzelliği hatırlattı bana. Okumam gereken nice yazar/kitap olduğu gerçeği ile hem sevinip hem ömrüm yeter mi bunları okumaya diye üzüldüm. Kitap bazı yazarlar hakkında kısacık bilgiler veriyor. Biyografiler kadar sıkıcı değil. Yazarlar ve eserleri hakkındaki ilginç bilgilere değiniyor genelde. Her bölümün sonundaki sorular da çok daha eğlenceli bir hava katmış kitaba. Kütüphanemin başköşesinden ayrılmayacak olan bu kitabı yıllar sonra tekrar elime alıp tüm soruları doğru cevaplayabilmek hayattaki hedeflerimden biri olacak! :)