"Siz benim için üzülmeyin. Sahi söylüyorum. Düzelirim. Yalnızca, bir dönemden geçiyorum. Herkes böyle dönemlerden geçer, değil mi?"
İşte bu paragraf kitabın tamamını özetliyor. Kitap için yazılmış olumsuz incelemelere, okuyanların yaptığı yorumlara bakınca içimden bu kitabı koruma isteği geldi. Ergen bir çocuğun(benim yaşlarımda, insanlara küçük demek hoş değil) okuldan atıldıktan sonra başından geçenleri, eve gelip-gelmeme arasında kalmasını anlatmış; kendi ağzıyla. Açıkça söylemem gerekir ki, hiçbir edebî nitelik taşımıyor. Ama sürükleyici, içten ve samimî oluşuna kimse laf edemez... Sanki yazarla veya kitabın ana karakteri ile oturmuşuz da karşılıklı çay içerken sohbet ediyormuşuz gibi. Yer yer yaptığı insan kişilikleri hakkında olan yorumlarına; "Evet! Aynı şeyleri düşünüyorum!" "İşte bu!. İnsanlar maalesef ki böyledir." gibi tepkiler veriyordum içimden.
Ne fazla ne de az karakter var kitapta, yeterince yani. Ama olaylar, anlatım şekli çok sürükleyici, hiç sıkılmadan okuyup gidiyorsunuz. Holden kitabımızın ana karakteri; her şeyden bezmiş, hayattan nefret eden, bunalıma girmiş, insanları sahtekâr bulan(ki bazı yerlerde haklı), yalnızlığı seven ve yalnız kalmış biri.
Okurken de hak vereceksiniz bu hissettiklerine.
Yazar, "filan" "yani" "lanet" gibi kelimeleri epey fazla kullanmış ve bu bir yerden sonra rahatsız etti, okurken. Bunun dışında da kitap için olumsuz hiçbir şey düşünmüyorum. Ayrıca kitabın ismi de kitap içindeki küçük bir paragraftan gelme, okuyunca anlarsınız. Ben ismi duyunca çiftçi bir ailenin başından geçen olaylar diye düşünmüştüm içeriğini ama değilmiş.
Yazarımız; toplumdan kendini soyutlayan, insanlara karşı olumsuz yaklaşan bir çocuğun, ergenlik denen o hassas dönemde başından geçen olayları anlatmış ve bu dönemin bir çocuğun olumlu veya olumsuz hayat sürmesine neden olacağına değinmiş.
Okunmaya değer, kesinlikle olumsuz eleştirilere inanmayın...