Gönderi

86 syf.
7/10 puan verdi
Bir Dakikalık Öyküler: Okuması bir dakika, hayal dünyanızda gezintisi dakikalarca sürebilen öyküler. Önceleri öykü okumayı neredeyse sevmezdim. Hele ki bir öykü kitabına para verip almak oldukça gereksizdi benim için. Sonuna gelince “Eee, yani sonuç?” diye bitirdiğim öykülerle ilişkimi ise hiç sormayın. Belki de öykü okumayı sonlarındaki bu belirsizlik vurgusu sebebiyle sevmiyordum, ta ki bu yıla kadar. İnsan tanımadığının düşmanıdır ya da insan bilmediğinin cahilidir derler ya, sanırım benim öykülerle ilişkim bu ikinci kategoriye giriyor. Bu yıl öykü okuma konusunda epey eksik olduğumu ve iyi bir öykü yazmanın, az lafla çok şey anlatmanın belki bir roman kurgulamaktan daha zor olduğunu kavrayabildim sanırım. Değişik bir öykü sevgisi başladı içimde. Öykü kitabına para vermeye kıyamayan ben, şimdi kendimi bir öykü kitabı incelemesi yazarken buluyorum. Bir Dakikalık Öyküler Macar asıllı Istvan Örkeny’nin dilimize çevrilmiş şu an için tek kitabı. Kitabın başında çevirmenin süreci anlattığı önsözü, yazarı net bir şekilde tanımamıza yardımcı olacak doyurucu bir biyografisi var. Yazarı tanıyınca öykülerin hangi dönemde, hangi şartlar altında, hangi düşünce yoğunluğu içinde yazıldığını az çok kavrayabiliyorsunuz. Öykülere başlamadan önce yazar, benim çok samimi bulduğum, yüzümde gülücükler bırakan bir kullanım kılavuzu hazırlamış bize ve şu notu düşmüş: Dikkat! Anlayamadığınız öyküyü tekrar okuyunuz lütfen! Hala anlayamıyorsanız sorun okurda değil öyküdedir. Okur aptal olamaz, olsa olsa öyküler kötüdür!.. Gelelim içeriğe; Kitap birbirinden bağımsız, çoğunlukla karşılıklı diyaloglardan oluşan, gün içinde başımıza gelen durumların absürt yanı öne çıkarılarak oluşturulmuş; sizi güldürürken düşündüren ve bazen yüzünüze acı bir tebessüm konduran minimal öykülerden oluşuyor. Yazar bize anlatmak istediği durumları öyle farklı yönden bakarak sunmuş ki bize hikayelerdeki meseleyi anlamak için birkaç kez okuma isteği hissediyorsunuz. Kimi öyküleri okuduktan sonra epey kafa kurcalamanız gerekiyor. Buna rağmen birkaç öyküyü hiç anlayamadım diyebilirim. (“Okur aptal olamaz, öykü kötüdür” demiş yazar. Ben bu durumda onun yalancısıyım :) ) Ve tabi ki kullanım kılavuzuna uymak lazım. Önce başlık sonra öykü. Bazı öykülerin derdini ancak başlıktan kavrayabiliyorsunuz. Ben kitabı okumaktan çok keyif aldım. Ara ara açıp tekrar okumak isteyebileceğim hayata farklı açılardan bakmamı sağlayacak, sahip olduklarımın kıymetini hatırlatacak öyküler barındırıyor. Kasım, Her Zaman Umut Vardır, Bodrumdaki Düşünceler, Evde Olmak, Kendini Gerçekleştirme Üzerine Denemeler, Sürücü, Sözleşme ve Sanatçı Kaderi benim kitapta en çok beğendiğim öyküler oldu. Hani İsmet Özel “Kafa karışıklığı iyidir, insan bir kafası olduğunu anlar.” diyor ya, öykülerin sizde bıraktığı etki tam olarak öyle işte. Itiraf etmeliyim ki Örkény sayesinde, bitirdiğim her öykü sonunda “Eee, yani?” demeyi sevmeye başladım sanırım. Niyetlisine bol bol “Eee, yani?” li keyifli okumalar. :)
Bir Dakikalık Öyküler
Bir Dakikalık Öykülerİstvan Örkeny · Sel Yayıncılık · 2018214 okunma
··
197 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.