Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Bütün vahşilerle, aşağı ve orta aşamadaki, hatta kısmen yukarı aşamadaki bütün barbarlar arasında, kadın sadece özgür değil, ayrıca çok değer verilen bir duruma da sahiptir. Bu durumun, henüz iki başlı evlilik aşamasında nasıl olduğunu, Senekalı İrokua’lar arasında uzun yıllar boyunca misyonerlik yapan Arthur Wright bize anlatabilir. “Kadınların henüz uzun evlerde (birçok aileden kurulu kominist ev ekonomileri) oturdukları çağdaki ailelerine gelince, … bu evlerde daima bir klan (bir gens) egemendi, öyle ki, kadınlar, kocalarını başka klanlardan (gentes) alırlardı. … Genellikle, evi kadınlar yönetirdi; erzak ortaklaşaydı; ama ortak ihtiyaçları karşılamak için kendi payına düşeni getirmekte çok tembel ya da çok beceriksiz davranan zavallı koca ya da zavallı aşığın hali dumandı. Çocuklarının sayısı, ya da ev içindeki kişisel mülkiyeti ne olursa olsun, her an bohçasını yapıp defolup gitme kararını bekleyebilirdi. Ve bu emri alınca, ona karşı direnmeye girişmesi de boşunaydı; artık evde barınamazdı; ona, kendi klanına (gens’ine) dönmek, ya da çoğunlukla olduğu gibi, bir başka klan içinde yeni bir evlilik aramaktan başka yapacak bir şey kalmıyordu. Kadınlar, başka her yerde oldukları gibi, klanlar (gentes) içinde de büyük güç idiler. Gerektiğinde, bir şefi görevinden alarak, onu basit bir savaşçı sınıfına indirmekte tereddüt etmezlerdi."
Sayfa 74 - Sol Yayınları
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.