Gönderi
Liseyi yeni bitirmiş bir grup genç tatil için Aruba'ya giderler. Gayet güzel başlayan tatillerine feci bir cinayetle gölge düşer. Arkadaşları Elise'i odasında hunharca katledilmiş olarak bulurlar. Şimdiyse sanık kürsüsünde Elise'in en yakın arkadaşı Anna oturmaktadır. Israrla masum olduğunu söyleyen Anna'yı günah keçisi yapmak için adeta tüm ülke seferber olmuş; savcılık makamının asılsız ithamları, medyada oluşturulan suçlu algısı tesirini göstermeye başlamıştır.
Kitapta Anna'nın ağzından duruşma süreci anlatılıyor. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki kitabın çok akıcı bir dili var. Hikaye güzel kurgulanmış ve daha ilk sayfadan itibaren sizi olayların içine dahil ediyor. Sürekli devamını merak ettirerek, sıkmadan okutuyor kendini kitap. Yazar zaman zaman cinayet öncesinde yaşananları anlatarak okuyucuya birleştirmesi için parçalar sunuyor. Böylelikle Anna ile Elise'in ne kadar iyi arkadaş olduklarını da öğreniyoruz.
Olay örgüsü iyiydi iyi olmasına ama o son neydi öyle ya? Çok basit olmuş. Daha başka atraksiyonlar beklemiştim ben. Tahmin edemediğim bir son değildi ama "böyle değildir" diyerek geçiştirdiğim, ihtimal vermediğim bir final karşıladı beni.. O son bölümü okuyup kitabı kapattığımda mutlu ya da üzgün hissetmedim. Sadece kocaman bir boşluk... İçimden klişe bir Amerikan filmi karakteri çıktı ve; Oh hadi ama! lanet olsun dostum! bunu yapmış olamazsın! Kamoon! diye bağırıp çağırmaya başladı. Yani sonunda yaşadığım tatminsizlikten dolayı bir burukluk haricinde bir duygu hissetmedim. Yine de son ana kadarki sürükleyici hikaye okumaya değer diye düşünüyorum. Bir de rahatsız olduğum husus; bu "genç"lerin daha 16 yaşında olmalarına rağmen -afedersiniz ama- yapmadıkları haltın kalmaması. Kitap "genç yetişkin" dediğimiz anlamsız türde yani.
·
13 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.