Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

120 syf.
·
Puan vermedi
*Kitapla ilgili bilgi içerir. Yazarın adını sitede duymuştum ve merak ediyordum. Kitabın konusuna dair en ufak bir bilgim yoktu. Kitabın ismine ve kapaktaki resme bakınca eski bir binanın eski bir asansöründe kapalı kalan bir adama ilişkin bir kurgusunun olması, beklemediğim bir şeydi. Kapalı kalan adam Charles reklamcıdır. İlk başta birkaç saat içinde kurtarılacağını akşam evinde film izleyebileceğini düşünür. Ben de böyle düşünürdüm; asansörde kalırsın, yardım istersin, duyanlar gelir seni kurtarır. Ama öyle değil işte. Ev sahibi yalnız yaşayan genç bir kadındır. Yardım çağrılarını duyarak kapısını açar ona asansöre binmemesi gerektiğini yukarıya çıkarken arızalandığını söyler. Onun tamirci çağırma önerisini de saatin geç olduğunu ustaların işlerini terk ettikleri gerekçesiyle reddeder, kuaför randevusu olduğunu söyleyerek kapıyı kapatır. Birkaç saat sonra geldiğinde ona akşam için bir battaniye verir, tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şeyleri de verir. Apartmanda kalan diğer iki kiracı, ev sahibinin hizmetçisi ve tesadüfen gelen postacı onun orada olması çok doğalmış gibi, o hep oradaymış gibi davranırlar. Hatta birisi onu yeğenine gösterir, ders almasını ister. Kimse onu oradan çıkarmaya çalışmaz. Böyle saçma bir ortam vardır. Charles reklamcı olmasından kaynaklanan fazla özgüvenden dolayı krizi rahatlıkla çözümleyebileceğini düşünerek hareket eder, ancak başarılı olamaz. Charles'ın gerek iç konuşmaları gerekse ev sahibiyle yaptığı konuşmaları onun kapitalizmin modern iş dünyasında pek sık görülen likit kişilikli biri olduğunu kanıtlar niteliktedir. Yani sistem sürekli kârı elde etmek için piyasalardaki rekabet şartlarına uyum sağlayabilecek bir karaktere sahip çalışanlar ister. Değişimlere ayak uydurabilecek, normlar değiştikçe yeniden yapılanacak, her seferinde ortama ayak uydurabilecek ve oyunu kuralına göre oynayan bir nevi yırtıcı bir karaktere sahip kişiler. Bunun sonucunda vicdan, saygı, hoşgörü, bağlılık, özveri, dostluk, doğruluk, dürüstlük, eş duyum, uzlaşı gibi değerler bu tür kişilerin dışındadır. Piyasa şartlarına uygun olduğu ölçüde diğer insanlara haksızlık edilmesinin, kayıplarının olmasının rahatsız ediciliği ve ahlak dışılığı yoktur. Uyum sağlayamayanlar da dışlanır. Yazar bu gerçeği çarpıcı bir biçimde işlemiş. Charles hizmetçiyi kandırarak telefon etme fırsatı yakalar ancak aklına yardım isteyecek bir dostu gelmez. Kapalı kaldığı süre içerisinde kendini sorgular. Asansörde kalmanın iyi yönlerini bile görmeye başlar, susmayan telefonlar, müşterilere yalakalanmalar, zaman stresi yoktur. Modern kölelikten kurtulduğunu, kendine ait bir zamanının olduğunu fark eder. Kitabın kapağını kapadığımda üzerinde kalemden sivri dişleri olan yırtıcı hayvan resminin benim için artık bir anlamı vardı. Sürekli artan bir merak duygusuyla okudum, okudukça bakış açım genişleyerek başta duyduğum ev sahibine olan kızgınlığım azaldı. Kurgusu, kara mizahın etkili olduğu farklı anlatımıyla kendimizden bir şeyler bulabileceğimiz bir kitap.
Yırtıcıların Alacakaranlıkta Savaşı
Yırtıcıların Alacakaranlıkta SavaşıHenri Frederic Blanc · Can Yayınları · 200043 okunma
··
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.