BİLİYORUM:
Gerçek yenecektir
çağlar içinde gitgide ışıyan bir değişim
kendiliğinden soğuktan sıcağa giden ısı
gün gelecek en ince en karmaşık en gizemli yönleriyle
sınırları düşünmenin uzaklığı da olsa arada
çiçektozlarını savuracaktır yeni insanımızın
bitimsiz bir ilkyazda bembeyaz
gökyüzüne alevden bir çarşaf gibi
altın çiçektozlarını savuracaktır
kurşunkalem mürekkep ve yeni kitap kokusu
saracaktır dar sokakları karanlık odaları
çocuklar daha sağlam doğacaktır
anneler daha doğurgan
babalar daha verimli
ve her on çocuktan sekizi ölmeyecektir
bir yaşını doldurmadan
oyunları tanımadan
oyuncaklara doymadan
küçük ipek ayakları yeşil otlara basmadan
diri dağ sularını içmeden
tütün ve şarabı bilmeden
mutsuzluk ve acıyla güzelleşmeden
mutsuzluk ve acıyla çirkinleşmeden
“Seni seviyorum” demeden özgür dudaklarla
el değmemiş sözcüklerle yepyeni bir kadına
yüreğinde binlerce serçe kuşu büyütüp
bir erkekle birlikte yürümenin tadını bilmeden
her on çocuktan sekizi ölmeyecektir
ölürlerse bir gün ölümleri kusursuz olacaktır
yüz yaşında bin yaşında
kusursuz doğal bir ölümle kendi ölümleriyle
solgun yüzlü avcılardan uzaklarda
elleri gözleri
yürekleri
karınları doymuş
çocuklar büyüyecektir
çünkü gerçek yenecektir
ve çocuklarımız büyüyecektir!
Allı turnam akça gülüm
kazanılacak bir dünyam var benim!
kazanılacak bir dünyamız var bizim!
Bir gölge gibi yaşadı dedem
bir gölge gibi yaşadı annem
bir gölge gibi yaşadı babam
bir gölge gibi yaşadım bir zamanlar
ama gene de öğrendim ateşi ve deliliği
toprağı erdemi suyu ve tohumu
çeliğe su nasıl verilir
bir atın yelesi nasıl taranır
nasıl yürünür el ele omuz omuza
ve nasıl suvarılır sürü öğrendim
elim kaleme vardı
elim kalemi tuttu
gözlerim çözdü gizemini harflerin sözcüklerin
çınar gövdesinden ve granitten yontuldu yüzüm
tanıdım kendi öz gövdemi
ve gövdemin çağdaş kurtlarını
işte geldi şimdi saati
sevmenin ve adanmanın saati
yedi kat gökteki umutlar adına
lodos adına karayel adına
dört mevsimi sırtlarında
ölümü karınlarında taşıyanlar adına
çiçeğe duran ağaçlar adına
Afrika Asya ve Güney Amerika adına
Evrenin tüm kargınmışları adına
İşte geldi o
Sevmenin ve adanmanın saati!
Önemli olan güldür
Asya’da Afrika’da Güney Amerika’da açan güldür
Allı turnam akça gülüm
Kazanılacak bir dünyam var benim
Kazanılacak bir dünyamız var bizim!
Suçsuzum ve kalkıyorum ayağa!
(Muğla, Kasım-Aralık 1968)