William Figuares, Küba'dan Miami'ye gelen sürgün bir yazar. Kendisinin de dediği gibi siyasi bir sürgün değil bu, topyekûn sürgün. 3 ay boyunca halasının evinde kaldıktan sonra bir bakımevine yerleştiriliyor. Bakımevinde yaşanan içler acısı hayatı tam anlamıyla okuyucuya hissettiriyor. Bir süre sonra bu olayların tanığı olmaktan çıkıp suç ortağı olduğunu görüyoruz. Ancak bir gün her şey farklı bir yönde ilerlemeye başlıyor. Francis'le tanışıyor William, bir umut filizleniyor içinde. Hayaller kuran bambaşka bir adam oluveriyor. İzin verildiği sürece... Fazlasıyla etkilendiğim, hüzün yuvası bir kitap Felaketzedeler Evi. Guillermo Rosales'in adeta otobiyografisini okuduğumuz için kitabın üzerimde bıraktığı etki bu denli yoğun sanırım. Ayrıca kitabın sonunda bulunan entelektüel öfke ile yazarın hayatını yakından görme şansımız oluyor. Okuyacak olanlara şimdiden iyi hüzünlenmeler diliyorum.