Herşey olayların özünü unutmamizla başladı belkide?¿ olaya en iyi içinde doğduğum ,büyüdüğüm kesimin unuttuklariyla açıklık getirebilirim sanırım. Öylesine unuttuk ki İslam denilen dinin geliş şeklini,örnek aldığımız Peygamberin yaşama şeklinin özünü, cennet sadece bizim gibi görünenlerin sandık. Halbuki hic sorgulamadan kabul ettik herşeyi,ortuneyim ama neden,namaz kilayim evet ama niçin,oruc tamam da ne niyetle,kuran okumam gerek peki ya hiç mi birşey anlamayayim??? Soramadık bunlari,sormamiza gerek kalmadı çünkü taklit ettik onu bunu,hazir bulduk çoğumuz tüm değerler gibi dini inaclari da. O yüzden 'ameller niyetlere goredir' prensibi ile var olan bir dinin mensubu olarak, bir kişi hakkinda 'o şöyledir kesin' diyen sahabeye "nerden biliyorsun,kalbini mi açıp baktin" diyen bir Peygamberin ümmeti olarak onumuze geleni astik kestik. On yıl boyunca ınsanlara namazdan değil kalpteki imandan bahseden bir dinin suan kalbi boş ama görsel şölen şeklinde namazlar kılan,en havalisindan Kabe'ye giden ama korkusuzca kendinden farklı düşünen arkadaşlarinın kalbini kıran bir toplum haline geldik.Oysaki bir kalbi kırmak,Kabe'yi yıkmak gibidir bu inançta ,bilemedik.. Vicdanı yitirdik, insanları kategorize etmeye başladık. Böylece malesef çoğu insanı dinden tiksindirdik!!! Öylesine güzel ki aslında içine sinerek bir inancı bir hayatı yaşamak,sorgulayıp kendi iradenle kabul ve red etmek...inanıyorum tum kalbimle; tevazuu kanatlarını açtıkça her görüşten birileri, yumusayacak bu sert hava,Kalmayacak kibirden eser.Ve ışte o gün her kesimden insan sadece insan olduğu için karşısındaki saygi duyup,Hosgorecek birbirini.:)