Gönderi

240 syf.
8/10 puan verdi
Öncelikle sizlere yazarın sözde kızlar dediği insan profilini , kitaptaki kişilerden biri olan Nadir Bey’in cümleleri ile anlatmak istiyorum: “Ah, Mebrure Hanım... Pek canlı bir mesele açıyorsunuz. Çünkü... çünkü... Sözde kızlardan bahsediyorsunuz, sözde kızlardan... Bunlara verilecek en iyi isim bu: Sözde kızlar! Serbest kaldıkları zaman gördüğünüz şeyleri çekinmeden yapan bu mahlûklar, koca aramaya başlayınca sıkılgan, utangaç, tecrübesiz, saf görünmesini de pek iyi bilirler. Mebrure Hanım, ben bu kızları eksiksiz tanırım. Bunlar çokturlar Mebrure Hanım, yazın Ada’da, Moda’da, kışın Beyoğlu’nda, Şişli’de, kendilerine rahat, âsude yuvalar yaparlar. Hiçbir gün yerlerinde durmazlar. Her hamlelerinde gayelerine vâsıl olmak için daimî hareket içinde bulunurlar; gayeleri iki şeydir: Âşık ve koca bulmak... Âşıklarını, tahayyül ettikleri gençler arasından seçerler, onlara fedakârlık etmeye de katlanırlar, kendilerine bir damla fazla teheyyüç veren genci kızgın bir et aşkıyla severler... Koca için düşündükleri tamamıyla aksidir: Zeki bir adamla evlenmeye hiç razı değildirler. Yaşlı simsarları, bunamış tüccarları, gizli fikirler ve hareketler keşfetmek hassasından mahrum ihtiyar zenginleri ararlar. Ne isterseniz? Bu zavallı bunakların her gençten fazla servetleri ve her gençten az akılları vardır. “Aklı az, parası çok” tabirini hatırlayınız. Sözde kızların en çok andıkları darbımesel budur. Ben bu matahlardan birkaçını tanırım. Zevcelerini deliresiye severler, en hasisleri bile karılarına karşı cömert ve fedakârdırlar, kendilerine ihanet edildiğine hiç inanmazlar, ebedî geceye kadar al­da­nır.” Kitapta da babasını aramak için İstanbul’a gelen Mebrure’nin, etrafındaki bu sözde kızlar ile tanışması, bu hayata karşı kendi hayat görüşünü korumaya çalışmasının hikayesini okuyoruz. (Yalnız devam etmeden önce buraya bir not eklemek istiyorum. Her ne kadar yazar sözde kızlar üstüne kitabı oturtmuş olsa da, ahlak kavramının sadece kadında aranmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Behiç, Siyret, Salih bunlar da “sözde” olmak konusunda ne Nevinden ne de Belmadan aşağı kalır yanları yok. Sözde kızlar kadar, sözde erkekler ile de karşılaşacaksınız kitapta. ) Günümüz yaşam tarzı ile kitaba bakmamak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü kitabın yayın tarihi 1923. O dönemin ile şu anki aile hayatında takdir edersiniz ki çok büyük değişimler yaşanmıştır. O dönemin eleştirileren, davranışlarının pek çoğu şu an yaşam tarzı olarak görülmeye başlanmış ve pek çok insan tarafından aşinalasmıştır. Bu nedenle belki pek çoğunuz okurken çok basit meseleler olarak değerlendirip, yahu ne kadar da abartmış diyebilirsiniz. Ancak ben kitabın yazıldığı zaman için gerçekten etkileyici, kısmen öğüt verici, eleştirel olduğunu düşünüyorum. Bence doğru zaman dilimi içerisinde bakarak okuduğunuz da sevecek ve zevk alacaksınız. Kitapta dikkatimi çeken bir nokta vardı onunla bitireyim konuyu. Nadir, Yunanlıların Bursa’ya taarruza geçtiğini haber verdiğinde Nevin ile arasında şöyle bir konuşma geçiyor: “-Öyle ya nedir bu: Harp, taarruz, ağır topçu bilmem nesi?... Biz erkânıharp değiliz ya... Bunları halletmek bize mi düşer? - İyi ama Nevin Hanım, harekât-î harbiyeyi müzakere ederek kararları ittihaz edelim demedim, hepimizi tehdit eden bir tehlikeyi sadece haber verdim. - Onu hükümet adamları düşünsünler. - Biz de düşünmeliyiz. - Hiç de değil, üstümüze vazife olmayan şeylere ne karışalım? Hele kadınların bu işlere hiç aklı ermez.” Gerçekten beni üzen ve düşündüren bir konuşmaydı. Ülke savaşa girdi diyor, o ise bizene demiş tabiri caizse. Sırf bu konuşma üzerine bile çok şey yazılabilir ama fazla uzatmaya gerek duymuyorum. Bu konuşmayı okuduğunuzda sizinde içinizde bir yer burkulursa zaten demek isteyeceğim çoğu şeyi siz de en az benim kadar biliyorsunuz demektir. Keyifli okumalar.
Sözde Kızlar
Sözde KızlarPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20219.2k okunma
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.