Bir İstanbul Sevdalısı
Ne güzel yahu. Memlekete gitmek. Şimdi daha anlamlı. Araya kitap girdi ya ondan. Kitaplı dostluklar. Birazdan toplarım eşyalarımı. Bir de İstanbul bu be. Ötesi var mı allasen? Çocukluğuma gideceğim aga. İstanbul bu. Ey büt-i nev edâ olmuşum müptelâ.
Eyüp mezarlığına kesin giderim. Fatiha okurum göçenlere. Bizim sınıftaydı garibim. Okul bitti. O da bitti. Orada gömülü. Beyaz Kaşlı orada. Sinirli Arnavut, derdi babam. Çok kısa kesilmiş saçları tamamen beyazdı. Kaşları da, son zamanlarda düzeltmekten vazgeçtiği uzun sakalı da. Beyazlamıştı beyazlamasına da, beyazlamış tüm bu kılları, hatta yüzü bile sapsarıydı. Sigaradanmış. Gene de Beyaz Kaşlı derlerdi. Alışkanlık herhalde. Sarılmış tütün içerdi. Sigarayı tutan parmakları ve billahi çoğu tırnağı kahverengiydi.
Halime teyze orada. İri yeşil damarlarla kaplıydı elleri. Kâğıt gibi bembeyaz. Her alışverişten sonra, her para uzatışımda görürdüm. Nesibe yenge. Bembeyaz tesettürün içinde kelimeleri sündüre sündüre, “Yapma, isyan etme yavrum, Allah seni imtihan ediyor. Kurban olduğumun bir bildiği vardır elbet. Kader bu,” diye teskin ederdi. Azat buzatçılar kalmadı. Belki sucu Ali'ye rastlarım. Erkeksen ağlama.
Bir omuza yaslanmadan yürünmesi zor Arnavut kaldırımlı yollarında yürürüm. Yamaçtan ortaokuluma bakarım. Piyerloti sırtlarından. Ah be Aziyade, olmasaydı hatırın Pierre Loti'yi hiç çekmezdik billahi. Eskiden Siirtli Ahmet'in kahvesi vardı. Salaştı. Biz görmedik ama duyduğumuz, gündüz kahve gece bitirimhaneymiş. Kahve halini bilirdik biz. Bir de karga burunluyu. Her konuda fikir yürütürdü lavuk. Bilsin bilmesin fark etmez. Çiküfte yerim bol bol. Kezzap abla nerede yatar bilmem. Allah rahmet eylesin.
Sonra ver elini Eyüp Sultan cami. Albana'yı önünde bıçakladıydılar. Meydan duacılar, niyetçiler, parfümcüler, dilekçiler, kitapçılar, güvercinlerle doluymuş. Koca çınarın altında Eyüp Sultanın göçmez, göçemez leyleği duruyormuş. Tevfik, ta başının içinde hissettiği bir acıyla, Falkonetti’yi görmüş karşında. Elindeki pırıl pırıl bıçağı kaslı kollarını gere gere Tevfik’in bedenine doğru sallıyormuş. Albanam, canım, canımın içi kaç, demiş Tevfik. Ben yandım, sen kaç bari. Tevfiğini kanlar içinde görünce zavallı, olduğu yerde donakalmış. Kaçmazmış ki zaten. Aşk bu. Niyetci Cemal görmüş. Bir kız dondu sanmayın, ben dondum, kanım dondu, ruhum dondu, yemin ederim Eyüp Sultan, Halit Hazretleri dondu, demiş. Ah ulan kitapsız Falkonetti. Hain Kostok’tan acımasız çıktın ya, yuh olsun sana. Sakın gelme lan semte. Bir sürü şey zulaladık bilesin. Piizci Reco kesmezsem şerefsizim dedi. Mezarcı kardeşinle gömecekmiş seni.
Taşları sökmüş, mermer döşemişler. Mezarlık mermeri. Marmara adasından. Ulan adam meydanın eski taşlarını söker mi? Leylek çoktan göçmüş. Kanadı kırıktı. Göçmez leylekti. Göçtü öbür dünyaya o da. Öldürdü biri. Belki de Edirnekapı'ya yürürüm. Yürür müyüm? Yürürüm ya, ne olacak ki, kıyamet mi kopar aga?
Sonra İstanbullunun küskün olduğu yerlere giderim. İnsan tarihine küser mi yahu? Deli bunlar. Fatih ya ondan. Draman'a hala 90 numara mı gider acep. Balat'tan vururum yamaçlara. Kırmızı Rum lisesine giderim. Ha, ondan evvel Dimitri Kantemiroğlu evine uğrarım. Kafe varmış içinde. Bir kahve içer, çalarlarsa şayet, Buselik Peşrevini dinlerim. Balat Mevlevihanesine uğrarım. Orhan Kemal’in evine uğrarım. Bulabilirsem tabii. Cumbalardan bakan kalmışsa selamlaşırım. Langalı sütçülere rastlarsan bir bardak süt içersin. Olmaz ya, hayal işte.
Müziksiz gezilmez. Cebime yüklerim. Sadi Işılay’ın Muhayyer Kürdi saz semaisini dinlerim. Sahi siz bilir misiniz Sadi Işılay’ı? Ali Sirmen var ya, Cumhuriyet’te yazar. Aha onun dedesi. Muhayyer Kürdi olmalı illaki. Göksel Baktagir çalmalı. Ben en çok onu severim. Olmaz. Kesin müziksiz olmaz. O yokuşlar müziksiz çekilmez aga. Neme lazım, sefil süfela olur adam.
youtube.com/watch?v=EKWF7Pb...
··
77 görüntüleme
Gel hele aga, yetti bu hasret gardaşına. Kadıköy’de dostlarla sohbet etmeden dönmek olur mu, olmaz ya!
Niye geliyorum ya! Nevaleleri hazırla Muzafferim.
2 sonraki yanıtı göster
Istanbul'u gören de pişman görmeyende pişman.. öyle namussuz bir aşk 'tır İstanbul :)
Hoş-gel Metin hocam ..ömrüne bereket :)
Ebru hocam var olsun.
1 sonraki yanıtı göster
Ömrümde gitmedim İstanbul'a ama sizinle beraber gezmiş oldum. Tekrar tekrar açıp okuyacağım yazılarınızdan. Ki zaten tekrarlarndayım bu sıralar hayatın. Güzel geldi. Hoş geldiniz :)) Kaleminize sağlık ömrünüze bin bereket..
3 önceki yanıtı göster
İpeği İstanbul'a getirmek de şart oldu. Bak bakalım nasıl bir gezmek olurmuş. Ayaklarına kara sular iner billahi :)))
8 sonraki yanıtı göster
Yine vurdunuz gönlün tellerine... Konan boşluklar hisleri anlatmaya yetse ne güzel olurdu ama olmaz. Kelimeler bile acizken olmaz...
Sen yaza mı kaldın ne? Ferahla geliriz sana artık. Bak ben bilmem Ankara'yı billahi. :)))
9 sonraki yanıtı göster
Eyüp Sultan tarafına gelirsen birlikte gideriz camiye Metin Hocam. Yüreğine sağlık, ne güzel cümleler bunlar. İstanbul’daki adama İstanbul’u özletirsin sen. Buralar senin gibi adamlara hasrettir, bilesin...
Bu yorum görüntülenemiyor
Sadri Alışık tiradı gibi olmuş :)
Sadri Alışık Şişli camisinin arkasında otururdu. Neriman Köksal zavallı da yırtına yırtına bir ev almıştı. Aynı caddede ama biraz daha sapa. Biz sinema hastaları bilirdik kimin nerede oturduğunu. Çoğu I. Levent'te otururdu. Türkan Şoray da, Fatma Girik'te, Cüneyt Arkın da. Gerçek bayan kahkaha Güzide Kasacı'ydı. En güzel yerde onun evi vardı hatırladığım. Ayhan Işık Bebek yokuşunda havuzlu bembeyaz villada otururdu. Havuz başında da öldü zavallı. Güneş çarpmasından. Nubar Terziyan'ı çok kırdı ailesi. Hülasa, yani özetle, normaldir :))))))
Abi Draman'a 90 ve 90B gidiyor. Biri Eminönü'nden, diğeri Beyazit'tan :) Aksaray tarafına gelirsen çayımı içmeden bırakmam :)
Metin abi mahfettin bizi eline sağlık , ben de paylaşayım diyorum bir kısa hatırat senin kadar eski kuşak değilim ama hep buralarda geçti hayatımız :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.