Ülkemizin Zweig'i Peyami Safa bana göre. Karakter analizleri, acıyı betimlemesi, düşünceleri yaşatması, aşkı anlatışı...
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu 15 yaşındaki bir çocuğu, hastalığını ve aşkını anlatıyor anlatmasına ama nasıl da benzersiz, nasıl da bıçak gibi sözlerle anlatıyor. Kitabın başlarında aşkı anlamaya çalışan bir gençle karşılaşıyoruz. Daha sade duygular, daha yalın cümleler. Sonra hastalık giriyor devreye işte o zaman kitap başkalaşıyor sanki. Çektiği acıyı sanki karşınızda çekiyor, sanki pansumanını siz yapıyorsunuz. Hastanenin betimlenişi, duvarların anlatılışı; ucu sivri kelimeler sürüsü gibi. İyi ki kendi dilimizde okuyabiliyoruz Peyami Safa'yı.