Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Simply Complicated Üzerine Bir Söyleşi
Hayatın gerçekten çok zor olduğunu ve çok yoğun bir savaş içerisinde ilerlemek zorunda olduğumuzu herkes biliyor. Peki hayatın bizi nereye götüreceğine biz mi karar veriyoruz? Ben, şahsi fikrimi söylemek istiyorum; Hayatın bize ne göstereceğini hiçbir zaman bilemiyoruz. Ancak hayatın gösterdikleri karşısında yaptığımız seçimlerle hayatın bizi nereye götüreceğine karar verdiğimize inanıyorum. Bunun en büyük kanıtının da Demi Lovato olduğunu düşünüyorum. Lovatic ailesine mensup olan herkesin bildiği gibi Demi Lovato’nun hiçbir zaman kolay bir hayatı olmadı. Size burada hayatını anlatmak isterdim ancak konumuz bu değil ve bunu Demi’nin doğum gününe saklamayı planlıyorum. Benim bu yazıdaki amacım tamamen belgeselden söz etmek. Bu belgesel hakkında herkesin bildiği kadar bir bilgi birikimine sahibim. Yayınlanacak yazıyı bir gün önceden hazırlamam gerekiyor ve bu da demek oluyor ki hazırladığım gün belgeseli izleme imkanım yok. Ama bu belgeselin ne amaçlı çekildiğini lovatic ailesi olarak hepimiz biliyoruz. Demi, hayat hikayesini insanlarla ”aa bakın ben bunları yaşadım.” demek için paylaşmıyor. Demi’nin hayat hikayesini paylaşmasının tek sebebi ulaşamadığı insanlara bile ”bakın, ben yaptım, sizde yapabilirsiniz!” demek. Başkalarına güç olabilmek. Sizce de bir insanın bu hayattaki en güzel amacı bu değil midir? Bir şeyler başarıp başkalarına da yol gösterebilmek… Demi, kimsenin sevmediği ve ailesi dışında çevresindeki herkesin nefret ettiği birisiydi. Ama şimdi milyonlarca insanın sevdiği birisi haline geldi. Korkunç hastalıklarla mücadele etti. Korkunç yeme bozuklukları yaşadı, yeme bozukluğu yüzünden kilo aldı, kiloları yüzünden blumia hastalığına tutuldu, kendine zarar verdi, uyuşturucu ve alkol kullandı. Ama hepsini atlattı. Bipolar bozukluk ile de mücadele ediyor. Dostlarım, bir psikiyatri hastası olarak size çok iyi söyleyebilirim ki psikiyatrik sorunlarla yaşamaya çalışmak bataklıkta ilerlemekten farksızdır. Bataklıkta ilerlemek tanımı bana ait değil bu arada, Tumblr’da dolaşırken ”depresyonla yaşamak bataklıkta ilerlemeye benzer.” yazılı bir gif görmüştüm, ondan alıntı yaptım. Bipolar’ın en kötü tarafı hayatınız boyunca bipolar ile yaşamak zorunda olmanızdır. Şeker hastalığı gibidir, bir kez başladığında bir daha ölene kadar asla bitmez. Tabi bu sonsuza dek böyle kalacak demek değildir, şuanki dönemde şeker hastalığının tamamen geçmesi sağlanamıyor ve hasta ilaçlarla yaşamak zorunda kalıyor olabilir ama bu birkaç yıl sonra da böyle kalacak demek değildir. Benim görüşüme göre tedavisi olmayan hastalık yoktur, henüz keşfedilmemiş yollar vardır. Bu cümleye benzer bir cümle duymuştum bir zamanlar, tam olarak böyle değildi ve tam olarak nasıldı hatırlamıyorum ancak verilmek istenen mesaj temelde aynı, dolayısıyla bu düşünce sistemi de alıntı. Bir söz daha duymuştum ve bu sözü sizinle paylaşmak istiyorum; İbret olmayın, örnek olun. Bu Demi’nin başardığı her şeyi açıklamıyor mu sizce? Demi’ye bakın bir! Hastalık yüzünden uyuşturucu bile kullandı. Bipolar hastalık buna sebep olabilen bir şeydir. Ama buna rağmen artık kendisine zarar vermiyor, uyuşturucu kullanmıyor, kötü alışkanlıkların hepsinden vazgeçti, sürekli çalışıyor, hayallerinin peşinden koşuyor, güçlü kalıyor, artık seviliyor! Demi’nin nereden nereye gelmiş olduğunu görebiliyor musunuz? Demi, uçurumun kenarından düşüp yere çakılmış iken orada ölmemek için mücadele verdi ve ayağa kalkıp uçurumdan uzaklaştı. Bu arada değerli okuyucum, bu son kullandığım tanımı bir yerden alıntılamadım, tamamen benim fikrim. Size bu düşünce sistemi ne düşündürür bilemiyorum, ancak bana hayatın ne getireceğini bilemiyor olsakta hayatın bizi nereye götüreceğine müdahale edebileceğimizi düşündürüyor. Ve değerli okuyucum; Bir lovatic ol ya da olma, fark etmez. Eğer bu yazıyı okuyorsan bugün değişik bir şey yapmaya ne dersin? Hayallerinin peşinden koşmaya ne dersin ? Gerçekten hayattan ne istediğini ve kim olmak istediğini düşünmelisin. Mesela bugün Demi Lovato’nun belgeselini izleyebilirsin ve sonra kendine hedefler koyabilirsin. Zamanım yok deme, çünkü daima zaman vardır. Önemli olan zamanı verimli kullanabilmek. Bill Wayne okuduğum bir kitabında şöyle demişti: Bana zamanın olmadığını söyleme, herkesin 24 saati var ve bu zamana kadar başarılmış her şey 24 saat içinde gerçekleştirildi. Öyleyse neden başlamıyoruz?
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.