Gönderi

İmparatorluklardan geriye bir miras kalır. Miras, günlük dilimizde de vardır. Mesela Türkiye Türkçesindeki pek çok kelime… Bir binaya baktığımda ilk anda aklıma gelen kelimelerden bazılarını söyleyeyim: Anahtar, kilit, temel… Bunlar Rumcadır. Azerbaycan’da anahtar diye bir kelime yoktur; “açkı” derler, “bağlamak” derler. Yine mesela çatı; o ise Farsçadır. Mesela, “Yalının fenerini poyrazda yaktım” diye bir cümle kurduğumuzda orada sadece yakmak Türkçedir. Yalı, fener ve poyraz, üçü de Rumcadır. Farsça ve Arapça kelimeler bizim edebiyatımızda çokça yer alırlar, lisanımızda yer alırlar, ama lisanımız Türkçedir. Çünkü imparatorluğun kadim bazı müesseseleri var ve bunları biz de aynıyla tevarüs etmişiz; bunları reddetmek toplumu kültürel izmihlale, yani çürümeye götürür. ..... Mübadele ile birlikte Anadolu’dan 1.500.000 kadar insan karşı tarafa göç etmiştir. Bunlar muhtelif şehirlerden gitmişlerdir ve bugünkü Yunanistan’da göç ettikleri şehirlerin adlarını “nea,” yani “yeni” diye anarak yeniden yaşatmışlardır. Bize ise o topraklardan 500.000 kadar insan geldi. Bu sayılara dikkat edelim. Mesela Yunanistan, sigara fabrikaları için tütünü bile dışarıdan almak zorunda kaldı çünkü tütün tarımı bitti. Mübadele hiçbir zaman akıllı bir ekonomik tedbir değildir. Şöyle ki ekonomik faaliyetler belli toplumlarda belli grupların içinde yapılır. Kuyumculuk, terzilik vs. belli bir grubundur; tütüncülük belli bir grubundur. Siz onları atarsanız, o sektör çöker. Bu durumun farkında olanlar da vardı elbet. Mesela Kayseri’de, Niğde’de esnaf toplanıyor ve “Lütfen bu insanları göndermeyin. Biz burada dükkân bile açamayız,” diyorlar. Tabii mübadelede esas, Türk-Yunan mübadelesi değildi. Peki neydi? Müslüman-Ortodoks mübadelesi idi. Burayı iyi anlamak lazım. Çünkü bu sebeple iyi Türkçe bilmeyen Yunanistan tebaasından bir Pomak Türkiye’ye gelirken, Yunanca bilmeyen Karamanlı Ortodoks bir Türk ise Yunanistan’a gitti. Karamanlı Türkler Hristiyandı. Ortodokslardı ancak Türklerdi. Türkçeleri, belki bizim Türkçemizden bile daha temiz bir Oğuzca idi. Yunan alfabesiyle Türkçe yazarlardı. İncilleri dahi böyleydi. Yunancayı hiç bilmezlerdi. Bu topluluğun gitmesiyle birlikte, Türkiye önemli bir Hristiyan grubunu kaybetti. Göndermek mecburiyetindeydik çünkü onları da istediler. Bize gelen nüfus ise Selanik’ten, Yanya’dan, Batı Trakya’dan, Adalar’dan ve özellikle de Girit’ten gelen Müslümanlardır. Girit’ten gelenler orada Yunanca konuşuyorlardı...
Sayfa 267 - Kronik Kitap
··
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.