Gönderi
Bir idam mahkumunun son günü. Mahkemenin jüri kararını açıklamasının ardından hayatının son altı haftasından başlayarak son dakikasına kadar yaşadıkları , hissettikleri. Mahkemede avukatına 'Ölmek kürek mahkumluğundan yüz kere daha iyidir.' diye bağırıp giyotine götürülürken 'Suçumu kürek mahkumiyetine çevirin.' diye yalvarması. Altı hafta boyunca ve özellikle son gün yaşadığı ruhsal çöküntü. Kral tarafından son ana kadar bağışlanmayı umut etmesi ama bağışlanmayacağını bilmesi. Gardiyanı kıyafet değiştirmeye ikna ettiğini düşündüğü o kısacık anda içinde doğan koşup uzaklaşma her şeyi arkada bırakma umudu ve o umudun sönüşü. Gerçekten muhteşem bir kitap. Kendinizi son gününü geçiren bir idam mahkumu gibi hissetmeniz , onunla birlikte o anları yaşamanız ve kitap bitince ondan kopamamanız.
En sevdiğim kitap Sefiller. Bunun en önemli sebebi de Victor Hugo'nun başkarakter Jean Valjean'ı tasvir etme biçimi ve olayların karakterde yarattığı etkiyi görmemizi sağlaması. Aynı şey bu kitapta da var. İsmini ve suçunu bilmediğiniz bir adamın yerindesiniz. Belki kitabın başında suçunu bilseniz , yaptıklarını bilseniz nefret edeceksiniz ama kitabı okuduktan sonra suçunu öğrenseniz yine de öldüğüne üzüleceksiniz gibi. Hissettirdikleri karmaşık.
İdam cezası. Peki nedir bu ? Cinayetten farkı nedir ? Kimin ölüp kimin yaşayacağının kıtalara göre , ülkelere göre hatta bazen şehirlere göre farklılık gösterdiği durumlardan hangisi mutlak doğrudur ? Yakılmak , asılmak , kılıçla kafası kesilmek , kurşuna dizilmek , ölene kadar kırbaçlanmak , bacakları boğalara bağlanarak vücudu parçalanmak hatta fillerin ayakları altında ezilerek can vermek ve tabi ki Giyotin ve sıralanıp giden idam şekilleri. Amaç nedir bu kadar farklı yöntem olmasında ? Amaç suçlunun canını almak mıdır yoksa acı çektirmek mi ? Giyotin tasvir edilirken diğerlerinden üstün görülmesinin sebebi daha az acı vermesi denir. Yukarıdan inmesi ile ilgili 'Bu kafayı ilahi bir güç yukarıdan kesmiştir.'' mesajı verilir ve en az acı veren idam biçimidir denir.Peki kim biliyor daha az acı verdiğini ? Kitapta bununla ilgili efsane bir bölüm mevcut:
'' Üstelik acı çekilmediğinden eminler mi ? Bunu onlara kim söyledi ? Kesik bir başın sepetten kanlar içinde çıkıp halka: Acı hissedilmiyor! dediğini duyan oldu mu ? ''
Mutlak kanıtlanmış doğrular yokken idam cezasının net sınırları çizilemeyeceğinden cinayetten farkı yoktur bence de.
İncelememi noktalarken okumamış olanlar için kitabı mutlaka okumalarını öneriyorum. Ama bölünmeden ve tam konsantre olacakları şekilde hissederek okumalarını öneririm. Çünkü bittiğinde kitap okumuş değil de başı gövdesinden ayrılan bir adama son gün eşlik etmiş gibi olacaksınız.
·
8 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.