Gönderi

371 syf.
1/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Kitaba başlarken bir beklentim de önyargım da yoktu. İlk yüz sayfayı okurken basit bir macera kitabı -maceramsı da diyebiliriz- olacağını düşünmeye başlamıştım. Çünkü bir hayli temelsiz ve mantıksız, basit bir kurguydu ve araya serpiştirilen birkaç bilgi kırıntısı ve espri dışında dişe dokunur bir şey yoktu. Ama kitap ilerledikçe 5 puan vermenin, bir hayli yüksek kaçacağını düşünmeye başladım. Peki neden? Önce size özgünlükle hiç alakası olmayan konumuzdan bahsedeyim. Island işten eve döndüğü bir gün, bir seri katil tarafından kaçırılır ve ikisi annesine ait bir mirası bulmak adına yollara düşer. Satır aralarını siz doldurun ki spoiler verdim diye tepki çekmeyeyeyim. İlk bölümlerde başlayan mantık hatalarını görmezden gelmeye, düşünmeden ve irdelememeye çalışarak okumaya, sadece çerezlik bir kitap okuyorum diye düşünerek kendimi avutmaya çalıştım ama bir yerde bendeki ipler yine koptu. Size karman çorman detaylar vereceğim, kitapta olup da canımı sıkan şeyler yani. Bunlardan ilki, benim yeter ya dediğim yer, kadınla ilgili. Zaten Island karakterini komple insan ve kadın zekasına hakaret ürünü olarak gördüğümü net bir şekilde belirtmem gerek. Şaka değil, abartmıyorum da. Bu karakter, bir hakaretti. Eğer yazarın amacı bir parodi yazmak değilse -ki hiç öyle gelmedi bana- kesin hakaret etmekmiş. İşin komiği de anlatılan karakterin çok zeki olduğunun iddia edilmesi. Zekasını vurgularken yaptığı saçma sapan davranışları değil de yazarın dayatmalarını görmemiz bir hayli acınası olmuş ya neyse. O çok zeki. Matematiği çok iyi.Bilgisayardan anlıyor ve bir sürü dili akıcı bir şekilde konuşuyor, tamam mı? Peki davranışları nasıl? Şimdi arkadaşlar, bu kadın KAÇIRILIYOR ve -bu kitap zaten beş günlük bir süreç olduğu için- hızlandırılmış stockholm sendromu kursu almadıysa şayet faille bağ kuracak zamanı ne zaman, nerede, nasıl elde ettiği benim için ciddi bir muamma. Şaka gibi karakterlerde bugün, diyeceğimiz bir mantıksızlıkla kadın en başından beri adamın onu bağlaması, bayıltması, bagaja atması, seri katil olması, ona hakaret etmesi ya da bunun gibi detaylar yerine mavi gözü, takıntılı oluşu, kaslı bedeni ve gamzeleriyle ilgileniyor. Ortada birini sevmeyi bırakın sempati kurmak için bile herhangi bir fiil göremediğimiz halde, sebepsiz yere adamdan hoşlanmaya ve kendince onun yaptıklarına kulp takmaya başlıyor. Mesela? Adam seri katil ama bu onun mesleği tamam mı? Birilerinin de bu işi yapması gerekiyor ve dünyanın düzeni gereği March öyle, tamam mı? Bu meslek. Hem o prensipleri olan bir katil. Öyle herkesi öldürmüyor. Tamam mı? Ayrıca çocukken yaşadığı travmaları göz önünde bulundurursak, bu meslek tam da ona uygun bir meslek. Temizlik yapmayı sevmek suç mu? Hıh. Şaka bir yana bunlara takılmadım. Neden? Çünkü günümüz macera ve aşk kitapları zaten bu şekilde işliyor. Başına türlü bela açan yakışıklı, kötü görünen ama kalbi temiz, travmatik geçmişe sahip adama aşık ol ve kendini rezil rüsva et. (Alkış!) Beni delirten şeyler kadının aniden kendini adamın ortağı gibi hissetmeye başlaması, bunu yaparken hiçbir duygu geçişi de yaşanmaması, hayatı boyunca değil sevgili, erkek arkadaşı bile olmayan birinin cinsel istismara uğrayıp işkence tehlikesi geçirdikten sonra en ufak bir üzüntü belirtisi bile hissetmemesi hatta katille bu olayın ertesinde yakınlaşacak gücü kendinde bulabilmesi, artık bana o kadar da kötü davranmıyor sanki diye düşünmeye başladığı ve yalnızca üç gündür tanıdığı katille flört ederken adamın onu bagaja tıkması... Bir soluklanıp bunun hakkında konuşayım müsaadenizle. Bakın, adam katil ve kötü demeden onunla flört ediyorsunuz. Eyvallah. Psikopatlığınıza saygımız sonsuz. Ama adam sizin "dırdırınıza" katlanamadığı için sizi BAGAJA tıkıyor. Ve bu olaydan sonra tek yaptığınız ne biliyor musunuz? TRİP ATMAK! Çünkü siz çok zeki, özgür ve karakter sahibi bir insansınız. NEYSE. Bu kısımlar, saçma sapan aksiyon sahneleri, argo espriler ve beyninizi ağlatabilecek satırların arasında bu iki karakter arasında yakınlaşmalar oluyor. Kadın kendini yamamaya çalışıyor, katil bir evetçi bir hayırcı. Kadın adeta adamın peşinde koşuyor, adam bir karşılık veriyor bir kaçıyor. Sürekli bu hal devam ededursun, kadının azıcık olsun aklı başına gelir sanıyoruz ama kitabın son otuz sayfasında kendisinin de ilan ettiği gibi akıl, fikir ve gurur namına hiçbir şeyi olmadığı için bir kez daha reddedilip bayıltılıyor ve kitabımız bu berbat sonla birlikte, kendi berbatlığı ile kapışıp zirveye yerleşiyor. Tüm bunların yanında değinmeden geçemeyeceğim bir de yazarın kafasından uydurduğu kitaplar ve onlardan yaptığı alıntılar. Hakkında yorum yapmak istiyorum ama diyecek söz bulamıyorum. Tek merakım, insanların neden böyle olduğu? Anlayacağınız kitabı hiç sevmedim, bu kadar yüksek bir puan verdiğim için vicdan azabı çekiyorum ve katiyen tavsiye etmiyorum.
Kusursuz Elmas
Kusursuz ElmasCamilla Monk · DEX · 2017169 okunma
·
96 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.