“Anlayış; karşımızdakine kredi vermekti ve bu kıtlıkta kimsenin kimseye anlayış gösterecek hali yoktu. Kimse birbirini dinlemiyor, dinlediğini de kabul etmiyor, kendi bildiğini yapıyordu. İnsanlar her şeyin bir karşılığı olduğuna inanmış ve bunu almadan asla bir şeyler yapmamaya programlanmışlardı. Anlayış imkânsızdı!”