Veli bey teşekkürler yorumunuz için. Yazdığım metin kitabı yargılamak mıdır, çok emin değilim… Kitabın bir fikir kitabı olmaması, içinde bir fikir olmadığı anlamına gelmez. Kurgusal metinler de bir fikri savunabilir. Sartre’ın Bulantı’sında veya Kafka’nın Dava’sında vs gerçekten bir fikir olmadığını mı düşünüyorsunuz? Öte yandan bir roman bir duyguyu, bir düşünceyi harekete geçirmeyecekse, üzerinde konuşup tartışmayacaksak neden okuyoruz? Sadece anlatımına güzel veya kötü demek için mi? Romanların yazım tekniği, anlatımı, dili, kurgusu, karakteri ayrı ayrı üzerinde konuşup tartışmaya açıktır. Çok iyi yazılmış bir roman kişisel bakış açısında kötü bir fikri savunabilir. Mesela siz varoluşçu yaklaşımı benimsemiyorsanız Camus veya Sartre’ın bir romanı size hitap etmeyebilir. Bunun tam tersi de olabilir. Aytmatov benim en değer verdiğim yazarlardan biri. Elveda Gülsarı kitabına yaptığım inceleme de tamamen fikir odaklı. Keza Toprak Ana’ya yazdıklarım da öyle. Hayranlığımı kelimelere dökmekte zorlandım resmen o incelemeleri yazarken… Cemile’de ise aşk hikayesini güçlü bulmadım ya da abartılı buldum diyelim. Bana göre bir ihanet hikayesiydi. Teknik olarak da yine bana göre boşluklar vardı kitapta. Bu yüzden nispeten düşük puan verdim. Özetle, okuma eylemine ve kurgusal eserlere tamamen farklı pencerelerden bakıyoruz. Her okurun farklı bir okur karakteri olduğu için gayet doğal bu durum tabii ki. Yorumunuz için tekrardn teşekkür eder, keyifli okumalar dilerim…