Yürü, ey seyyah-ı avare yürü, durma yürü!
Koymasın rah-ı visalden seni ezyak-ı misal.
(Ey avare yolcu! Yürü! Durma, yürü!
Bu geçici âlemin zevkleri seni Allah'a kavuşmaktan alıkoymasın.)
Bu bedayi, bu letaif, neme rüya ve hayal,
Yürü, ey zair-i biçare yürü, durma yürü!
(Bu eşsiz manzaraların, bu güzelliklerin hepsi yalnızca bir rüya ve hayaldir.
Yürü, ey seyyah-ı avare yürü, durma yürü!
Ey zavallı ziyaretçi! Yürü! Durma, yürü!)
Yürü ki, müzhet-i vuslatta teali göresin,
Yürü, aslında fena bul, budur etvar-ı kemal.
(Yürü, kendi aslına kavuş.
Kemalin dereceleri bunlardır.)
Yürü, alâyişi terk et içersin ke's-i visal,
Yürü ki, saha-i hîçîde tecelli göresin.
(Geçici süs ve gösterişi terk edip, yürü ki Allah'a kavuşma kadehinden içesin.
Yürü ki, yokluk meydanında Allah'ın kudretini ve sırrını göresin.)