Gönderi

İnsan devamlı iki gücün (kudretin) cazibesinin etkisi altındadır. Bir güç onu, kurtuluş, hürriyet, kemal, her şeye üstün olma, hayır, güzellik ve bilincin doruk noktasına çağırıyor. Diğer güç ise duraksama, sükunet, hareketsizlik, hatta düşüş ve unutkanlığın, umursamazlığın, yokluğun ve cehalet`in karanlık uçurumuna itiyor. Birinci güç insanı kendine doğru “çağırıyor”. İkincisi insanı kendine doğru “çekiyor” ; Birincisi doruk noktasına, ikincisi dereye doğrudur. Zirveye çıkmak, dereye inmekten daha çetindir. İnsanın tabiatı, daha rahat ve hızlı olan dereye iniş için daha uygundur. İnsan kendini (zirveye) doğru çekmelidir. Fakat uçuruma doğru çekilmektedir. Çünkü hepimiz dereyi (inişi) tanıyoruz ve ona yakınız, zira oradaydık. Diğerleri de genel olarak derededirler. Zirveyi görmemiş ve ona alışmamışızdır. Her ne kadar topluluktan uzaklaşıp ilerlersek, yoldaşların sayısı azalır, her adımda yalnızlık artar. Zirveye giden yolda işkence, ruhi ve bedeni meşakkatlere göğüs germe, yapayalnızlık, yabancılık, bağlılıkları terk, eğilim ve emelleri tepeleme, lezzet talepliğini öldürme, çeşitli bekaları karşılama söz konusudur. İnsan, kule (zirve,tepe) ve derenin yarı yolunda devamlı bu iki güce tutsaktır.
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.