"Nereden başlasam ki?
Herşeyi anlatmak gelir içimden " (syf 10)
Ama anlatamacağım size içimdekilerin hepsini, yazıya dökmek zor çünkü...
Bir şairle daha geç kalınmışlıkların kıyısında tanıştım "Kalırsa bir soru kalır benden/Bir de üç beş şiir, iyi kötü..." demiş ve ayrılmış bir çok güzel şairlerimiz gibi bu güzel şairimiz de aramızdan... Çok güzel, acıyla karışık şiirlerini bırakarak bize...
Şiir yazmaya futbol oynadığı zamanlarda geçirdiği ağır sakatlık sayesinde başlamış ama bu sayede başladı diye baştan savma şiirler yazdı sanmayın zira kendisinin 22 yaşında "Alacakaranlıktaki Ülke" adlı şiir kitabı Behçet Necatigil Şiir Ödülü’ne lâyık görülmüş. 18 yaşında iken çok düşkün olduğu babasını kaybetmesi ile nefret ettiği alkolle arkadaş olup şiirlerinin dozunu arttırmıştır, böylece o da 2013 de gırtlak kanseri yüzünden babasının yanına gittiğinde hüzün dolu şiirleri bize kalmıştır.
Bu kitabında Akdeniz sevgisini ve ölümle giydirilmiş şiirlerini iliklerime kadar hissettim. 'Akdeniz lirikleri' bölümü öndeki bölümü göre daha sönük geldi bana.
Ahmet Erhan ile ilgili ne desem sönük kalır o zaten aldığı ödüllerle, kime ait olduğunu bilmeden ezberimize girmiş şiirleriyle benim unutamayacağım şairler arasına girdi...
Kitaptan aklımda yer edinen;
Yaşamın Ufuk Çizgisi (11)
Yeniden Doğuş (18)
Anne (39)
Güneşin Altında Mutluluk var(42)
Başlıca şiirleri bunlar ve dizlerinde Ahmet Erhan'a ait olduğunu bilmediğim sözler.
Bir de 'Ben bir ipekböceği değilim / Ama kozam şiirlerim benim.' diyor Ahmet Erhan kozanın içinde acıyla büyütülmüş güzel şiir kelebeklerini salıveriyor bize...
Artık aramayın beni, yaz güneşinin Ağlarını sevdiği hiçbir kıyıda
Artık aramayın beni, uzun bir şiirin
İlk dizisini yazdıran o duyguda
Artık aramayın beni, gidiyorum ben Kendi sorunlarımla öylece esrik
Artık aramayın beni bir adam
Kayboldu dersiniz, ne oldu bilemedik.
(syf 61)
Bir adam kayboldu, ne oldu bilemedik ama şiirleri acısıyla, hüznüyle bize kaldı...