Gönderi

99 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Albert Camus’un 1956 yılında yayımladığı Düşüş eseri, modern insanın, kendi bencillik ve çaresizliklerini adım adım görmek zorunda kalışının ve çelişkilerinin romanıdır. İnsanları çok iyi gözlemleyen Albert Camus bu eserinde de gözlemlerine bolca yer vermiştir. Kahramanın kendisi olduğu konusunda edebiyat çevresinden birçok isim hemfikirdir. Bu eserinde zekice burjuvaziyi ve onun yaptırdıklarını ele alır. Çok fazla sorgulama yapar. Aslında gördüklerini yazar gibidir ama görünenin altındaki çelişki ve yapmacıklığı her cümlede keskin bir biçimde gösterir. Kahraman aslında yalnızdır. Köprüden atlayan kızı engelleyememenin hüznü üzerinde neredeyse hiç durmaz. Ama bu düşüncesizliğini öyle bir yere koyar ki aslında hayatının hiçbir döneminde o anı unutmadığını vurgulamak ister gibidir. Eser aşağıdaki şekilde özetlenebilir: Kitap, Jean-Baptiste Clamence'in Amsterdam'daki Mexico-City adındaki bir barda tanıştığı bir adamla sohbete başlamasıyla başlar. Ona kendini anlatır, hayatı ve çeşitli konularla ilgili düşüncelerinden bahseder. Başlarda kendini gayet düzgün, yardımsever, saygılı, dürüst bir adam olarak tanıtsa ve hayatından memnun olduğunu dile getirse de, bu sohbetler onu kendini sorgulamaya yöneltir. Hayatını, karakterini ve davranışlarının altında yatan asıl nedenleri sorgulamaya başlar. Kitabın anahtar kelimesi 'sorgulamak' tır. Clamence'in bir ceza yargıcı olması da bunu destekler niteliktedir. Clamence zaman geçtikçe ne kadar bencil, kindar ve kendini beğenmiş biri olduğunu ve yardımseverliğinin altında bile bencillik ve kendini beğenmişliğin yattığını fark eder. Sonra çevresindeki tüm insanlara, kendine minnettar olan müvekkilleri ve ona hayran olan tüm kadınlara rağmen ne kadar yalnız olduğunu anlar. Aslında bunların hepsini şimdiye kadar her zaman biliyor olsa da bugüne kadar hep görmezden gelmiştir.
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915,3bin okunma
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.