(Süpriz bozmayan ipucu içerir)
BEYAZ MUHAFIZLAR=HARBİYELİLER
(Kitaptaki tanımı)
"1918 yılı sona ererken tehlike tehditi hızla yaklaşıyordu.Duvarların yıkılacağı, dehşete düşmüş şahinin Çar'ın kolundan havalanacağı, bronz lambadaki ışığın söneceği ve Yüzbaşının Kızı'nın sobada yanacağı günler geliyordu.Her ne kadar vefat etmiş anneleri çocuklarına "Yaşamaya devam edin."demiş olsa da onların kaderinde acı ve ölüm vardı."...diye başlıyor kitap ve en baştan herşeyi özetliyor.
Bulgakov'un okuduğum ilk eseri olmasına rağmen, diğer kitaplarında kullandığı söylenen gayri ciddi ve hicivli üslubunu bu kitapta fazla göremedim.Acaba kitaba çok fazla kapıldığımdan ben mi farkedemedim diye düşünürken, Bulgakov'un bu kitapta hicv yapmadığını ifade eden bir sözünü buldum.
"Rusya Devrimi'nin üzerine hicivli sözler söylemek imkansız.Zaten devrim, sosyalizmin; bolsevizm de marksizmin hicvedilmesidir."
Öncelikle, daha çok devrim öncesi ortamı betimleyen ve devrimin gerekliliğini ifade eden Gorki'nin
kitaplarından sonra, devrim sonrası oluşan karışıklığı anlatan bu kitap, olaylara farklı bir yönden bakmamı sağladı.Bu konuyla ilgili yandaş ve muhalif yazarların eserlerini okumadan yorum yapmanın fazlasıyla eksik olacağını anlamış oldum.
Beyaz Muhafız "Komunist kahraman içermediği gerekçesiyle" yasaklanmış bir kitapmış.
"Marksist kurama göre komunist toplumda sanatçılar, toplumun ulaştığı düzeyi açıklayıp kutlamak zorundadırlar, bunu yapmayanlar hoş görülmez, dolayısıyla bastırılır."
Peki neler var bu kitapta?
Birbirlerine muhalefet görünüp, kapalı kapılar ardında topraklarını birbirine satan ve kendi çıkarlarını korumak için ilk fırsatta kaçan siyasiler...Savaşın ortasında karargah ihanetine maruz kalıp ne yapacağını şaşıran askerler, en hayati kararları kendi başlarına almak durumunda kalan generaller...Olayları önceden sezip ülkeden kaçanlar, veya umursamayıp her gelene alkış tutan yığınlar...Sehirlerinin içinde ve dışında neler oldugundan bihaber, ama kulaktan dolma bilgilerle, kendi insanlarına karşı nedensiz bir nefret içinde olan, onları aşağılayan insanlar... Daha neler neler...Yasaklanması için bunlardan birinden bile bahsetmek yeterli olsa gerek.
Kitabın bir yerinde Tolstoy'un Savaş ve Barış'ından övgüyle bahsedilir ve bu eserin başarısı Tolstoy'un bir topçu subayı olmasına bağlanır. Bu kitap da bir doktorun gözünden yazılmış bir iç savaş kitabi.
Okuduğum ilk eseri olduğu için diğer eserleriyle bir karşılaştırma yapamıyorum. Ama yaşananların gerçekliği eseri yeterince çarpıcı yapıyor. Sadece nacizane tavsiyem öncesinde "Devrim Öncesi ve Sonrası Ukrayna" konulu tarihi bir araştırma yapılırsa daha verimli bir okuma gerçekleştirilebilir.
Peki bu kitaptan neler ögrendim?
Farklı dillerde de olsa, hep benzer tanımlanan "savaş" gerçeği...
Siyasiler tarafından kimi zaman bir satranç oyunu, kimi zaman da sonucu zaten belli olan, ama başka hesapların gerçekleştirilmesi için bilerek oluşturulan bir ortam iken, savaşanlar için amaç "Yüreğindeki ve yuvasındaki barışı korumaktı.Bu amaçla savaşa gidiyorlardı.Gerçek bilinseydi ,birinin savaşmak için tek gerekçesi bu olurdu."
Yüreğindeki ve yuvasındaki barışı korumak...
Kesinlikle okunmaya değer bir kitap.Iyi okumalar dilerim..:)