Gönderi

348 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 58 days
Ursula K. hanımefendiyi geçen günlerde kaybettik. Benim bildiğim yazarlar arasında bilim kurgu işini en estetik şekilde icra eden yazardı. Sentetik, plastik kokan bilimkurgu yoktu yapıtlarında, aksine içinde duygu ve düşünce seli olan kitaplar yazdı. Aklı-zihni için konuşursam, sanırım en değer verdiğim zihinleriden birisi bu dünyadan göçtü gitti. Aklıma uzun zaman önce okuduğum Mülksüzler kitabı geldi şimdi. Beni derinden etkilemiş kitaplardandır. Derinden derken de ne demek istediğimi anlatayım isterseniz. Bu kitabı gerçekten de benden önce inceleme yazanların belirttiği gibi, sakin kafayla, sindire sindire okumanız gerek. İyi anlaşılması için şöyle bir örnek vereyim; aşağıdaki şu cümleye odaklanın: “Üç liraya aldığını beş liraya satardı.” Bu cümlenin içinden çıkarılabilecekler üzerine bir kitap yazılabilir, farkında mısınız? Kim aldı? Neyi aldı? Nereden aldı? Neden üç liraya aldı? Asıl maliyeti kaç liraydı? Ne kadarlık malı üç liraya aldı? Eh, peki 3 liraya aldığını alışından ne kadar zaman sonra, piyasa fiyatı kaç lirayken, nerede ve kime sattı? Aslında kaç liraya sattığında normal kâr elde edecekti? Ivır zıvır, falan filan feşmekan… Bilmiyorum ne kadar isabetli bir örnek oldu ama benim gözümde yeterince açıklayıcı. Tek bir cümle ile çok şey belirtebilirisiniz. Mülksüzler gerçekten şu yukarıda yer alan cümle gibi, basit görünen ama sorguladığınız zaman ciddi ciddi felsefe, siyasi çözümleme, sistem kritiği, feminizm, ataerkil toplum eleştirisi içerdiğini görebildiğiniz cümlelerle bezeli bir eser. Ustaca örülmüş kurgu ağının ve derinlerde yatan mesajların üzerini örten olaylar zincirinin arkasında, gerçekte neyin anlatıldığını görebilmek için yazılanları okuduktan sonra sık sık durup düşünmeniz, biraz da olsa beyin fırtınası yapmanız gerekmekte. Sanırım benim en önce gördüğüm şey şu oldu; bir tarafta anarşi, bir tarafta kapitalizm var; yani iki radikal uçta yer alan kontrast sistemler ve bu birbirine tamamen zıt sistemlerde insanlar adaletsizliklere, haksızlıklara neredeyse aynı denilebilecek derecede benzer şekillerde maruz kalıyorlar. Bunun nedenini size açıklamıyor kitap, satır aralarında olup biteni gördüğünüzde anlıyorsunuz; sistemin adı ne olursa olsun sebep aynı: insanın güç arayışı. Anarşizmde de, kapitalizmde de aynı türden haksızlıklar var ve insanlar ikisinde de hem sebep, hem sonuç. Bu kitabı bitirdiğinizde, eğer tek amacı kitabın sonunu görebilmek ve olayların nasıl çözümleneceğine dair merakını sona erdirmek olan bir okuyucu değilseniz, büyük ihtimalle uzun zaman insan doğasının kusurlarını, topluluk olarak yaşamanın psikolojimize olan etkisini, siyasal sistemlerin insan doğasıyla temelden çeliştiği noktaları, kadınların erkeklere oranla ne kadar “temiz” varlıkları olduğunu, ataerkil toplumumuzun, kültürümüzün hatalarla dolu dokusunu düşüneceksiniz. Bu kitabı bir bilim-kurgu kitabı ya da distopya kitabı olarak okumak, böyle nitelendirmek bana haksızlık gibi geliyor. Bilim-kurgu öğelerini alıp basbayağı günümüzdeki siyasal sistemlere ve ülkelere uyarlayabilirsiniz. Bunu yaptığınızda karşınızda toplumsal gerçekçilikle dolu bir eser kalacaktır. Her neyse, benden önce de uzun uzun anlatılanları tekrar etmeyeyim. Son sözüm; her insan evladı ve ama öncelikle her çağdaş kadın bu eseri bir kez okumalı.
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 202112.5k okunma
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.