Gönderi

Şehrin en uzak ucundan bir adam koşarak geldi ve “Ey kavmim!” dedi, “Bu elçilere uyun! Sizden hiçbir karşılık beklemeyen ve kendileri doğru yolda olan bu kimselere uyun!” Kur’an – Yasin Suresi, 20-21 Benim kahramanım o adam. Şehrin öte ucundan kan ter içinde koşturup gelen adam. Kavmi elçileri yalanladığında, uğursuzlukla itham ettiğinde, zarar vermeye hazırlandığında korkarak gelen adam benim kahramanım. Can havliyle koşturmasını hayal ediyorum. Elçilere zarar gelmesin diye, hakikate omuz vermek için koşturduğunu hayal ediyorum. O adam bizim şehrimize de koşarak gelse diyorum bazen. Gelse ve yanımıza olursa. Bize hayatı anlatsa. İyilikten söz etse, gökyüzünden gelen kutlu sözleri hatırlatsa sabırla. Bir çay ocağında otursak. Hani o oyunsuz olandan, hani o tabureleri olandan, hani o Fatih’te Malta’dakine benzer birinde, Otursak ve onu dinlesek. Terini silse, demli bir çay söylesek ve anlatmaya başlasa. O adam bizim şehrimize de gelse. Bütün kirlerimizden arındırsa bizi. Rahman’ı anlatsa. Bizden hiçbir karşılık beklemeyen mübarek Elçiyi ve dostlarını. Haydar’ı Kerrar’ın cenklerini. Sıddık’ın geniş yüreğini, Hattab’ın oğlunun adaletini ve Zinuureyn’in utanma duygusunu. Koşarak gelse. Biz tükenmeden, ruhumuzu tüketmeden önce gelse…
undefined
·
1 görüntüleme
Gece Masalcısı