Gotik
kiliselerin normalde karanlık olabilecek neflerine ilahi gücün girebilmesi
için vitraylardan içeriye keskin ışık huzmeleri sızar; bu ışık koridorlarına
yer verebilmek için pencerelere ve gül pencerelere ayrılan yüzey büyür,
payanda ve payanda kemerleri sayesinde duvarlar neredeyse yok olur ve
kilisenin tamamı inşa edilirken ışığın kafes tarzı bir yapının arasından
fışkırması amaçlanır.