Gönderi

384 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 13 days
Latin Amerika. Haksızlığa uğramışlığın, direnişin, acının, sömürünün coğrafyası. Kimilerine göre ABD'nin arka bahçesi, kimilerine göre uyuşturucu, fuhuş ve cinayetin kol gezdiği uzak durulması gereken tehlikeli bir bölge, kimilerine göre öcü komünizm diyarı, kimilerine göre de sosyalizmin çiçek açtığı bir dünya cenneti. 500 asır öncesine kadar dünyanın geri kalanının varlığından bile haberdar olmadığı bu devasa kıta Venedikli tacir Colombus'un ayak basmasıyla (1492) Avrupa medeniyetiyle! tanışmış oldu. Ve Avrupalıların ilkel gözüyle baktığı kadim İnka, Maya ve Aztek medeniyetine karşı insanın kanını donduracak bir katliam ve sömürü de başlamış oldu. Milyonlarca insan öldürüldü bir o kadarı kendi topraklarında köle gibi çalışarak öldü ve kıtanın tüm değerli madenleri ve gümüşü yüzlece gemiyle Avrupa'ya taşındı. Bir toplumu ayakta tutan en önemli şey tarihi hafızadır. Bunun farkında olan İspanyollar yerli kavimlere ait tüm tapınak ve iehirleri yok etti, yazma eserleri yaktı, batıl inanç diyerek dinlerini yasaklayıp zorla katolikleştirdi ve sömürge şehirlerinin en bilindik meydanlarına devasa katedraller dikti.Böylece binlerce yıllık kadim Maya, İnka ve Aztek medeniyetleri ucuz Amerikan filmlerindeki efsanelere indirgendi Birkaç yüzyıl sonra tüm Latin ülkeleri Avrupa devletlerinden bağımsızlıklarını sırayla kazandılar, ancak hiçbirisi tam bağımsızlığa ve istikrara kavuşamamıştır. Buket ŞAHİN. Latin Amerika hayranı bir gezgin. Bu kitap da onun gezi notlarından oluşuyor. Ancak bu kesinlikle turistik bir gezi değil. Sırasıyla anlattığı her ülkenin sömürge geçmişini, yerli kültüre ait önemli merkezleri ABD'ye karşı direnişin tarihini, önemli devrim hareketlerini ve devrimcilerini, edebiyatını, müziğini anlatıyor. Bu ülkeler nasıl birer muz cumhuriyetine dönüştü, kahve ve kakao plantasyonları nedir, GDOlu gıdalar, topraksız köylüler, tüm tarım topraklarını elinde tutan zengin beyaz azınlık, And Dağları, fakir yerlilerin kurduğu pazarlar, askeri darbeler, devrimciler,... Latin ülkeleri ile ilgili bilinmesi gereken pek çok bilgi kitapta mevcut. Ancak yazar Latin Amerika'nın devrim tarihini yüceltme işini biraz abartmış bence. Okurken sanki tüm Latin ülkeleri devrimci liderler sayesinde ve halkın kesintisiz desteğiyle ABD'ye net tavır koymuş ve ülkelerinde barış, huzur ve ekonomik refahı sağlamışlar hissine kapılıyorsunuz. Keşke gerçekten öyle olsaydı. Bir de pek çok devrimci uygulamayı Türkiye'dekilerle kıyaslama yoluna gitmiş ve bazen Türkiye'deki sağcı hükümetleri eleştirmek adına yapay benzerlikler kurmaya çalışmış, ve çok tekrara düşmüş. Hatta meşhur yazar Galeano ile yaptığı söyleşiden sunduğu bir kesitte sanki yazara Türkiye'yi şikayet ediyor. Bana tezat gelen bir diğer husus da sıkı bir sosyaliat olup turistik mekanları tamamen reddederek sırt çantasıyla yerli halkın izlerini takip etmek için adeta bir devrim turuna çıkan ve tüm kitap boyunca Amerikan emperyalizmine veryansın eden yazarın 16 yıldır Amerikan kapitalizminin merkezi Manhattan 'da Wall Street' de analist olarak çalışıyor olması. Yorum sizin.
Latin Amerika Yakılan Bellekler
Latin Amerika Yakılan BelleklerBuket Şahin · KAYNAK YAYINLARI · 20137 okunma
·
45 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.