İlk gençliğimde olsa gerek, çok verimsiz geçirdiğim bir okuma dönemim var. Elime ne gelirse okuduğum, üstünde durup düşünmediğim, ayrıntılarına inmediğim... Kitaplığıma bakıyorum da bazı kitapları okuduğumu bilsem de hiçbir şey kalmamış aklımda. Yeniden okunacaklar listesine alıyorum söz konusu kitapları. Hakkını vermek lazım. Tezer Özlü de onlardan biri. Kitaplarına dair hiçbir şey hatırlayamasam da müthiş bir yakınlık duyuyorum ona karşı. Öyle tanıdık ki. Sanki yıllardır görüşmediğim eski bir dostum hakkında konuşur gibi. Olur ya hani, fotoğraflarına bakarsınız birden aklınızdan hızlıca bir hesaplama yapıverirsiniz. Belki 8 belki 10 senedir görmüyorsunuz. 10 senede insanın hayatında neler neler değişir. Kim bilir neler yaşadı o dönemde siz yokken. Ama bir o kadar tanıdık size bir o kadar yabancı. Öyleyiz sevgili Tezer Özlü ile.
Bu kitap, çok güzel olmuş. Tezer Özlü'yü tanımak yahut benim gibi yeniden hatırlamak isteyenler için harika bir -Leylâ Erbil'in kendi deyimiyle- kitapçık olmuş. "Bu mektupları mutlaka bastırmalıyız" dermiş Tezer Özlü hep. Bir nevi vasiyet olmuş yani. O sebeple Leylâ Erbil de özenle seçmiş mektupları. Dostlukları seriliyor gözler önüne. Tezer Özlü'nün hayatının belirli noktaları net bir şekilde görülüyor. Aynı zamanda hayata bakış açısı da. Diğer yazarlar hakkında görüşleri de. Olumsuz eleştirilerde bulunduğu yazarların isimleri gizlenmiş haliyle. Ama Tezer Özlü'yü bu kadar kızdıran da kimmiş demeden edemiyor insan :)
"Bütününde bir kadının kişiliğini veren bir şeyler yazmaya çabalıyorum." Diyor kitabı hakkında Tezer Özlü. Ve yine "Ama gene küçük bir kitap yazarsam, okuyana bir şey versin, içini dalgalandırsın, onu huzursuz etsin istiyorum..." diyor. Başarmışsın sevgili Tezer. Kitabın konusunu bile hatırlayamasam da beni huzursuz ettiğini net hatırlıyorum mesela. Bu da bir başarı mıdır?
"Bazen hiçbir şeyden yılmayacak kadar gücüm oluyor. Bazen çok aciz oluyorum." Diyorsun ya. Sen çok güçlüydün hep. Sana uymayan bütün o kurallara nasıl da baş kaldırdın. Mecburiyet olmasa kimseyle evlenmeyecek kendi başına yaşayacak kadar da güçlüydün tabii. Bir tek dünya çok ağır geliyordu sana. Farkındayım. Yine de muhteşem bir yaşamak çıkarmışsın ortaya sevgili Tezer. Kim ne derse desin. Hoş, hiç umrunda da olmamış ya zaten.
Kitaba dair tek olumsuz eleştirim, yetersiz oluşu. Mektuplardan önce Tezer Özlü ile anılarını anlattığı bir bölüm yazmış sevgili Leylâ Erbil. Aynı şekilde mektupların ardından da bir açıklama bölümü beklemiştim doğrusu. Mektuplarda bahsedilen bazı noktaları açığa çıkarması açısından en azından.