Gönderi

Sait Faik’in Kumpanya'sı: İnsan, Hayat ve Sanat
139 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Sait Faik, 1954 yılında uzun zaman mücadele ettiği siroz hastalığına yenilerek dünya defterini kapattı. “Kumpanya”nın yayımlanış tarihi 1951. Çeşitli yıllarda yayımladığı üç öyküsünü yazar “Kumpanya” adıyla toplamış. Kumpanya, “tiyatro topluluğu” demek. Sait Faik, kitapta bulunan üç öyküden en uzununa bu adı vermiş. Bir tiyatro grubunun yaşayabileceği sancıları anlatmış. Anadolu’ya turneye çıkmak isteyen bir grup sanatçıyı önce bu topluluğa bir isim bulma sorunu bekler. Ondan daha büyük bir sorun daha vardır: Para meselesi. Sahneledikleri oyunlar sonrasında para kazanacaklarından eminlerdir ancak kendilerini Anadolu’ya taşıyacak parayı borç bulmaları gereklidir. Olaylar daha ziyade “Burhanettin Tepsi’den sonra en korkunç facia artisti Saffet Ferit” ile “Naşit’ten sonra ölmeyen son tuluatçı Kör Halit” ekseninde geçer. Para sorununu halletmek için Saffet Ferit’in bir zamanlar borç verdiği iş adamından borcunu geri istemesi bir çözüm olarak akıllarına gelse de sonuç hüsranla bitecektir. “Kumpanya” tiyatronun hikâyesidir. Öyküde sanat-sanatçı-toplum üçgenini ele almaya müsait bir zemin vardır. Sait Faik de öyle yapar. En büyük tema’sı olan “insan”ı öykünün merkezine yerleştirir ve her ne anlatacaksa insandan bakıp da anlatır. İnsanın olduğu her yerde hikâye onun kusurlarına/eksiklerine ya da güzelliklerine göre yazılır. İsim bulunur: “Gülen Ayva Ağlayan Nar Kumpanyası”. Para bulunur. Yola çıkılır. Ne var ki kumpanyaya sonradan katılan bir kadın, topluluğun havasını bozacak, aynı kıza âşık olan iki oyuncu ile her şey yerle bir olacaktır. Öykünün genel atmosferi, Sait Faik’in ruh halini de yansıtır: Sanatçının derdinden sanatçı anlar. İkinci öykü “Kriz”de bir baba-oğul çatışması işlenir. Emekli Albay Rıza Bey ile kişisel kimlik sorgulamaları içinde olan Necmi’nin hayata başka başka yerlerden baktığı öykü giderek felsefî bir düzlem içine oturur. İstanbul liselerinden birini bitirdikten sonra fakültedeki dersleriyle alakadar olmayan Necmi’de bir hastalık belirmiştir: Bir şey yapabilme hastalığı: Birden zengin olmak, mesela birdenbire meşhur olmak, ansızın bir şey keşfedebilmek gibi. Bu hastalık arada hafifler, ardından yenisi başlar: Bir dost, bir sevgili bulma telaşı. Bunun için çabalar. Öte yandan kafası bazı etik meselelerle doludur: “Sanat eseri mi önemli yoksa insan m?” konusuna takılır. İnsan, Mona Lisa tablosunun bulunduğu müzede yangın çıkarsa tabloyu mu kurtarmalıdır yoksa o esnada yanmak üzere olan bir çocuğu mu? İnsan’ı önceleyen yazarın cevabını bulmak zor olmasa gerek. Kitabın son öyküsü “Gauthar Cambazhanesi”, yazarın Grenoble’de geçirdiği zamanların silinmez bir anısı gibidir. Gauthar Sirki etrafında gelişen bir aşk hikâyesi, bir önceki felsefî öyküden sonra, kitabın yönünü tekrar bireysel meselelere çevirir. Cebinde kalemle gezen, gözlem gücünü tüm satırlarına işleyen Sait Faik, “Gauthar Cambazhanesi”nde de hem mekânı hem insanı bu gözlem gücüne dayanarak anlatır. Kitabın gözden kaçırılmaması gereken yerlerinden biri de Sabri Esat Siyavuşgil’in 6 Nisan 1965 tarihli “Sait Faik’i Anlamak” adlı yazısıdır. Kitabın sonuna eklenen bu yazıda, Siyavuşgil, onun yakın arkadaşlarından olmadığını, görüşünce elbette selamlaştığını ancak asıl tanışıklıklarının öyküleri sayesinde gerçekleştiğini ifade eder. Sait Faik’te yaşama hırsıyla beraber hatta ondan daha baskın bir anlama hırsı olduğundan söz açar. “Bu istek zamanla onda bir ihtiras oluyor. İlk hikâyelerinde görülen o masum, şaşırtmacalı bitirilişlerin yerine, koyu bir karanlığa fener tutmayı andıran sualler geçiyor.” Onu konumlandırır: “Sait Faik’i klasik hikâye anlayışından ayıran nokta, onun yaşayanla yaşanılanı bir terkibin tahlile gelmez unsurları gibi anlaması ve anlatması olmuştur.” “Kumpanya”, Sait Faik’in başarılı eserlerinden biri. Şimdilerde telif hakkı kalkan yazarın tüm eserlerini bir insanlık bildirisi gibi okumalıyız. Sait Faik: Geldi, gördü, yaşadı, yazdı ve gitti. Bize en çok insan sevgisini miras bıraktı.
Kumpanya
KumpanyaSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20141,768 okunma
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.