Gönderi

159 syf.
9/10 puan verdi
Bir canlının, genetik kodunda yer alan genlere göre oluşum gösterdiği bilinen bir gerçek. Bu gelişimin çevresel koşullardan etkilendiğinin de farkındayız. Fakat burada sıkça göz ardı edilen bir parametre daha var: Canlının oluşumu sırasında karşılaştığı rastgele moleküler etkiler. Yazar bu çalışmasında, gelişimsel biyologların aşırı basite indirgeyen ve bir mecaz olarak bilimsel araştırmalarda bir süreliğine işe yaramış olan “canlıların bir makine gibi işlevsel parçalardan oluştuğu” düşüncesinin, mecaz olduğunu unutmaya yüz tutmalarından yakınıyor öncelikle. Platoncu idea kuramının izlerini taşıyan “her türün ideal bir genetik şablona sahip olduğu ve türün bireylerinin, bu şablonun mükemmel olmayan kopyaları” olduğunu düşünme eğiliminin tehlikesine dikkat çekiyor. Evrimsel biyologların, gelişimsel biyologlardan farklı olarak, neyse ki bu eğilimde olmadıklarını ve evrimi yönlendirenin, tam da gelişimsel biyoloji tarafından mümkün olduğunca ihmal edilmeye çalışılan (ve açıklama gereği duyulmayan) “aynı türün bireyleri arasındaki farklılıklar” olduğunu hatırlatıyor. Sonuçta bugün var olan farklı türlerin hepsinin, farklı zamanlarda yaşamış ortak ata gruplarının farklılaşmış bireylerinden türleştiklerini aklımızda tutmamız gerekiyor. O yüzden, her ne kadar iki farklı türün bireyleri arasındaki büyük farkları açıklarken “çünkü farklı genlere sahiptirler,” deyip, başka açıklamaya gerek duymasak da, türsel farklılıkların kaynağının, bir zamanlar aynı türün üyesi olan bireyler arasındaki küçük farklardan doğduğu gerçeğinden dolayı, bireysel farklılıkların göz ardı edilmemesi gerekiyor. Bireysel farklılıkların kökeninde ise genetik ve çevresel etkilere ek olarak, bir de moleküler düzeydeki rastgele etkileşimler var. O yüzden, hem evrimsel açıdan, hem de gelişimsel açıdan DNA molekülünü bağlamından kopuk bir biçimde ele alamaz ve onu “canlının mutlak programı” olarak göremeyiz, diyor yazar. Ben kitabı ilgiyle okudum ve beğendim. Popüler canlıbilim kitaplarının genelinden biraz daha derine inen, temel gerçekleri anlatmaya çalışmakla uğraşmayıp, onları zaten biliniyor kabul edip, bu gerçeklere bakış açısı çeşitlerini ele alan bir kitap. Biyolojik determinizme olan eğilimimiz konusunda bizi dikkatli olmaya, başlangıç koşullarına ve süreç boyunca karşılaşılan rastgele etkilere hassas bağımlılığı unutmamaya, yani kaos kuramının canlılık üzerindeki etkileri üzerinde düşünmeye davet ediyor bizi. Konuyla ilgilenenlere öneriyorum.
Üçlü Sarmal
Üçlü SarmalR. C. Lewontin · Tübitak Yayınları · 200773 okunma
·
30 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.