Gönderi

Kavranan tüm bilgiyi birleştirme şiddetli arzusunu atalarımızdan kalıt almışız. En yüksek öğrenim kurumlarma verilen birçok ad bize, ilkçağdan beri ve birçok yüzyıl boyunca sadece bir tek evrensel görüşün itibar gördüğünü anımsatıyor. Ama, son yüz küsur yıl süresince, çeşitli bilgi dallarının, hem enine hem derinliğine, yayılması bizi ne olduğu belirsiz bir ikilemle karşılaştırıyor. Açıkça hissediyoruz ki bütün bilinenin toplu bir özetini bir araya getirmek için elverişli materyali elde etmeye ancak şimdi başlıyoruz; ama öte yandan, hemen sonra, onun uzmanlaşmış küçük bir bölümünden çoğunu bilmek tek bir akıl için olanaksızlaşmaya başlıyor. Bu ikilemden kurtulmanın (gerçeğimiz sonsuza kadar yok olmaya yönelmesin diye), kimilerimizin, bazılarının bilgisi eksik ve ikinci elden de olsa, olguların ve kuramların bir sentezine sürüklenmeyi -ve kendi kendimizi budalalaştırma riskini- göze almak zorunda olmasından başka bir yolunu göremiyorum. Mazeretim konusunda bu kadar.
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.