Gönderi

56 syf.
8/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Antalya'dan Denizli'ye doğru yolumuz düştü bir gün. Yolda biraz da oyalanıp uzattıkça uzattık yolu. Karnımız da acıktı haliyle, varmış olmamız gereken saatte hâlâ yoldayız sonuçta. Birkaç restoranvari yerde durakladık fakat kamyonlardan girilecek gibi değil. Nasıl yapsak diye düşünürken yol kenarında durmuş eliyle durun işareti yapan bir adam gördük. Hemen durduk, bakalım derdi neymiş diye. Meğer hayır yemeği veriyorlarmış da bizi de yemeğe çağırmak içinmiş o çırpınmalar. Yediğimiz yemeğin lezzetini siz düşünün artık. Adam o kadar işaret ettiği halde duranların sayısı öyle azdı ki. Durmayanlara nasıl da kızdığını hatırlıyorum yemek sahibinin. Yardım isteyen biri olduğunu düşünüp durunca biz, resmen iyilik bahçesi ile karşılaşmıştık. Durmayanlar yardım etmekten mi korkuyordu, bilmem. Nedendir bilmem, Ermişin Bahçesi bu anımı aklıma getirdi. İnsanın özüne dair öyle güzel dokundurmaları var ki, insan durup özünü düşünmeden edemiyor doğrusu. Nerede yanlış yapıyoruz dedirtiyor insana. Ermiş kadar değil belki ama Ermişin Bahçesi de ziyaret edilebilecek ne güzel bir bahçe. Iyilik ve güzellik çok uzakta değil. Bazen dünya koşuşturması içinde unutuveriyoruz. Kendi derdimize dalıp yol kenarında yardım bekleyenleri es geçiyoruz. Oysa iyilik yapmak, bir başkasına nazik olmak kendi sorunlarının da başlıca çözümü. Yol kenarlarından gözümüzü ayırmayalım dostlar. Kim bilir belki bir gün El Mustafa'nın bahçesine denk geliveririz. Öyle ya, hayat bu.
Ermişin Bahçesi
Ermişin BahçesiHalil Cibran · İş Bankası Kültür Yayınları · 202114,6bin okunma
··
231 görüntüleme
S.C okurunun profil resmi
İyilik yapmak insanın kendine güzellik katmasından başka bir şey değildir. Hayat koşturmacası içinde artık kimse kimsenin yüzüne bile bakmıyor. Dışarıda hayatın içinde meyvelerini paylaşmak için o kadar bekleyen ağaç var ki! Kimi zaman önünden geçiyoruz farkında olmadan. Ermişin bahçeleri çok sadece farkına varmak gerekiyor. İncelemeniz için tebrik ediyorum
Ercan