Parçalandım,
Ve her bir parçamı ayrı yere bıraktım.
Birini açık denizlerin en derin yerine attım.
Kürek çektim, uzaklaştım, dönüp arkama bakmadım bile.
Birini yüksek dağların zirvesine çıkardım.
Hiç kimse kurtarmasın, kurda kuşa yem olsun diye.
Birini hiç unutmadığım o küçük şehirde bıraktım.
Dönemedim, kimbilir, belki dönsem de bulamazdım.
Önce savruldum yok oldum,
Sonra dinlendim duruldum.
Ve her giden parçam yerine
Yenisini doğurdum.
Daha güçlü, daha sakin
Daha mutlu, daha suskun
Daha olgun, daha kırgın
Daha yalnız, daha yorgun...
Birini tandık bir vişne ağacının dibine ektim,
Soramadım filizlendi mi, sürgün verdi mi?
Birini çok sevdiğim bir dostta unuttum.
İstedim, geri vermedi, meğer benden pek haz etmezmiş.
Birini büyük bir aşk uğruna ateşlere attım.
Bilerek, isteyerek, ama asla pişman olmadım.