"Hepinizden nefret ediyorum ama tek başıma da canım sıkılıyor"
diyen Yıldız ablanın sözünü bu ay kapakta görmek daha derginin kapağını açmadan gülümsetti:)
Sevgili okur,
Mutluyum neden biliyor musun?Artık bir beklediğim var.Hani insanlar eskiden mektup beklerlermis ya birbirlerinden ben de İzdiham'ı kendime dost yaptım. Yakın bir dost...Beklemeye değer bir dost...
Kitaptansa bir dergiyi dost yapmanın avantajı senin kalbini yormuyor olması,ruhunu hareketlendirecek,bilgilerini bereketlendirecek donanima sahip olması. bu dergi beni hiç unutmayan bir dost oluyor hissediyorum.Bazı pasajlar arasında kendimi bulmam bu düşüncemi doğrulamiyor mu sence de? Benim anlayışim beni anlayan beni seven her daim yanimda olan dostumdur.Bu dergiye sırtımı dayayabilecegimi hissediyorum.
Bu 4. İzdiham'im ama nedense yıllardır tanışıyormusuz gibi hissediyorum.Bu İZDİHAM'IN marifeti.Bu ay da beklentimin üstünde yazılar vardı söyleki genelde bir dergi elime alınca sadece 1-2 yazıyı keyifle okuyan ben çoğu yazıyı beğendim.Şiir bile beğendim beğendiğim şiirden beğendiğim bir kıta:
"""
Aşk çünkü konuşacak hiçbir şeyin kalmamasıdır.
Yanmaktan yazmaya takat bulamamak;
Bütün dillerden,ülkelerden kovulmak
Sahtedir insanı susturamayan her aşk.
""""
İzdiham hiç fikir sahibi olmadığım yazarlar hakkında yazınca onlarla tanışmama da vesile oluyor.Nuri Pakdil ile ilgili yazı, yazar hakkında pek bilgi vermese de bilinç altima """duruşuyla ,insan sürekli okunan bir cümledir. Sözünü akıllara getiren bir insan taninmali""" sinyalini yolladı.ileride tanışmak üzere bir randevu ayarladım.
Bir Dostoyevski sever olarak onunla yapılan röportajda(:)) Dosto'nun melankolik dünyasına bir damla şahit olduk.Biz ne kadar Dosto'nun tüm eserlerini okuyup onu biraz anladığımizi düşünsek de "BEN DERDİMİN BİNDE BİRİNİ OKUYUCUYA YÜKLÜYORUM" diyen Dosto'yu anlamakta birkaç adım değil birkaç km geride kalacağız.
DÜNYAYI GÜZELLİK KURTARACAK diyen Dosto,dünyanın sevgi stoğunu cimri bir şekilde davranıp kullanmayan insanoğlundan şikayetçi,Dosto yine haklı.
Haydi açalım ambarın ağzını,
dünyada dolaşsın sevgi baloncukları!
Hah bu arada söylenene göre Dosto, Herman Merville'nin "Katip Bertheby"kitabından çok etkilenmiş zamaninda.Severler için önemli bir ayrıntı.
Sevgili okur
ŞIRNAK'TA BİR KIZ ÖĞRENCİYİM ,yazısını oku ve sus.Bırak düşüncelerin konuşsun,okuduktan sonra kalbindeki hüznü kelimelere dökmek istemeyeceksin zaten biliyorum.Ben istemedim okuyalı oldu ve şimdi yazıyorum.
Biz burada gayet rahat şartlarda eğitim görürken doğudaki çocukların çektiği sıkıntılar... Onların mahzunluğu...Mazlumluğu...
Küçücük bir yazı bambaşka hüzünlere kapı araladı.
Dünya adaletli bir yer değil,hiç değil.
Dünya çocuklar için de değil sevgili okur.
Nüfus yaşı sekiz, sorumluluk yaşı kırk sekiz olan çocuklar daha çocukluğun ne olduğunu bilemeden hayat mücadelesine giriyorken adaletin varlığından bahsedilebilir mi?
Yazının olduğu sayfada gönülden gülen yanakları samimiyet kırmızısı bu çocukların fotoğraflari paylaşılmış.Gözlerinden sevgi fışkıran bu yürüyen saadetler doğuda hayata 1-0 geride başlıyor.Okuması yazması gereken renkli renkli kitaplara sahip olması gereken yerde çalışıyorlar.Yaşamlarini idame ettirebilmek için çalışmalari gerekiyor çünkü ...Yoksullar.
Anayasamizda herkesin din,dil,ırk,renk,cinsiyet gözetmeden kanun önünde eşit olduğu yazıyor.Herkesin aynı haklara sahip olması...Peki kanun önünde eşit olan insanlar icin fırsat eşitliği konusunda da aynı şey denilebilir mi? Okuma hakkına egitim hakkina sahip olan bu çocuklara bu imkanlar tanınmadigi sürece bu hakkın bir önemi kalır mı?
Umutsuz sorularin umutsuz cevapları...En azindan bana göre umutsuz...
Bu yazıyı okuduktan sonra aklıma yine belli belirsiz o düşünce geldi: Keşke öğretmen olsaydım! Nasip.
Ara ara gelen bu düşünce ne zaman bu pırıl pırıl gözleri görse artar ve ileride onlar için bir şey yapamayacak olmak düşüncesi belli belirsiz geçer aklımdan.
Dünyada en eğitilmeye değer çocuklar işte bu gözü parıldayan,öğretmenine gerçekten saygı duyanlar....
Yazıdaki Zeynep öğretmen Şırnaklı Ayşe'yi anlamadı(isimler semboliktir) ,anlamaya çalışmadan onun dünyasına inemeden bitirdi derslerini ama o kız değerliydi.O gelecekte neler neler yapacaktı Ah öğretmenim!
Her çocuk özeldir de
"Bir çocuğun en büyük şansı küçükken iyi bir öğretmenle tanışmasidir diyor ya kesinlikle öyle. " (ilkokul öğretmenime kucak dolusu sevgiler)
Öğrencinin halet-i ruhuyetinden anlayan öğretmenlerimiz siz değerlisiniz.Çoğu öğrencinin hayatına dokunabilme şansına sahip insanlardansiniz.Sizi seviyoruz.Bunu bilin Siz de öğrencilerinizi sevin ve güzel nesiller yetişmesi için o çocukların dünyasına bir göz atın.
......
Derginin son yazısı "Bulmak bir yitirmek çeşididir" yazısınında pek sevdiğim cümlelerle karşilasinca paylaşmasam olmazdı:
"""""Tam da "buldum" dediği zaman yitirir insan .Çünkü dünya aramanın dünyasıdır bulmanin değil. """""
Sevgili okur ben bu naif dergi hakkında olan hasbihalime devam ederdim lakin geç oldu bak yine.
Sevdiğim bu dergiyi seversin sevmezsin bilmem ama ruhuna yakın hissedeceğin dergilerle tanışmanı diliyorum.