Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

95 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Sadık Hidayet ismiyle sitede tanıştım ilk defa. Konu ile ilgili cehaletimden, son dönemlerde tanıdığım Fürüğ Ferruhzad (sayılırsa bir de Ömer Hayyam) dışında kimseyi bilmiyordum İran Edebiyatından. Sitedeki Hacı Ağa incelemelerine bakınca, Aziz Nesin gibi genel olarak muhalif birisi olduğunu sandım Sadık Hidayet'in. Sonra Kör Baykuş incelemelerini okudum uzun bir süre. Kitaptan nefret edenler ve kendisine bir şey ifade etmediğini belirtenler dışında hemen herkes eserin bir baş yapıt olduğu konusunda birleşiyordu. Kısa olmasına aldırılmamalı, derin bir okuma yapmalı, hatta bir kaç kere okunarak düş ile gerçek arasında geçen döngüsel hikayenin içine girilmeli tespitleri de yapılıyordu genel olarak. Ölüm arzusu ana temaydı anladığıma göre. Ama daha sonra incelemelerde fikirlerin fazlasıyla dallandığını gördüm. Herkes farklı bir şeyler alıyordu kitaptan. Hinduizm'e atıf yapanlar, Kafka/Poe'dan esinlenmiş diyenler, kitabın sonunda hayatını anlatan arkadaşına destek çıkıp Hayyam'ın büyük etkisini görenler , eseri distopya olarak niteleyenler, afyon bağımlısı bir şizofren'in düşlerini yorumlayanlar, çocuk tacizcisi/ nekrofili bir karakter üzerinde duranlar, romanın sizi gitgide kendisine ya da ölüme çektiğini iddia edenler, vs.vs. Bu 80-90 sayfa kitaptan herkes bir şeyler almıştı gerçekten. Hatta tıpkı Ulysess ya da Hayatı Kullanma Kılavuzu gibi, kitabın anlaşılabilmesi için bir kitap yayınlanmıştı Türkiye'de. (Oğuz Demiralp, Kör Okur) Haliyle başladım kitabı okumaya ben de (Olumlu eleştiriler olmasaydı da başlayacaktım gerçi). İncelemelerin büyük bir kısmında göreceğiniz o cümleyle başlıyordu kitap. "Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar." Yazarın bir yarası olduğunu düşünüyorsunuz tabi hemen. Kitabı sonuna kadar okuyunca da anlıyorsunuz bu yaranın ne olduğunu. Başlarda fazla giremedim kitabın içine, yazarın betimlemeleri öne çıkıyordu (benim hoşuma gitmiyor fazla doğu tarzı betimlemeler, beğenenler çıkabilir tabi) Sonra olaylar gelişti, her şey farklılaştı. Metafor üstüne metafor, içiçe geçen gerçekle hayal, yazarın nerede bitip kahramanının nerede başladığı, herşeye karşı bir eleştiri/isyan, ölüm korkusu, ölüm sevgisi, sürekli değişim, değişenlerin sürekli tekliği, sürekli tekrarlanan deja vu'lar (kitapta değil sizin kafanızda) üst üste geldi . Gerçekten de herkesin farklı bir şey aldığı kadar vardı kitaptan. Farklı bir deneyim diye düşünüp bırakabilirdim kitabı, ama gerçekten çok şey vardı alınacak. Kitabı okurken not aldım bayağı, inceleme yapınca yazarım diye. Ama kullanmayacağım onları. Bu kitabın güzel yanı zaten sadece size özel bir şey olması belki. Okuyup yaşamanız gerekiyor. Benim gibi kitaptan önce okumayın incelemeleri, ya da ilgili yazıları. (İkilem oldu biraz biliyorum) Kitabı okuyun, sonra bakın diğer herşeye, herkese. Başkaları ne görmüş,ne almış ondan, öğrenin. Sonra onlarla özel bir şey paylaştığınızı fark edip mutlu olun ve tekrar okuyun kitabı. Yeni bir şeyler hissetmek için tekrar okuyun.(Burası kişisel gelişim köşesi gibi oldu galiba). Oğuz Demiralp'in kitabını inceledikten sonra ben de tekrar okuyacağım ve farklı bir keyif alacağıma eminim. Teşekkürler. NOT 1: Kitabın sonunda arkadaşı Bozorg Alevi'nin Sadık Hidayet'in yaşamı ve kitap üzerine görüşlerini okuyoruz. Özellikle kitabı yazarken afyon kullanmadığını belirtmesi gibi bazı cümleleri nedense bir parça korumacı geldi bana. NOT 2: YKY yayınlarından Behçet Necatigil'in çevirisi oldukça güzel. Ama Almanca çevirisinden çevrilmiş olduğu için, oriijinalle bazı farklılıklar olabilir diye düşünüyorum. Mahmut ÇAYIR Bey'in Ayrıntı Yayınlarından incelediği kitapta Gündüz Sefası yerine Nilüfer geçiyor anladığım kadarıyla. Başka farklılıklar için iki çevirinin de karşılaştırılması gerekebilir. NOT 3: Bazı incelemelerin sonunda "Keyifli Okumalar" temennisi gördüm . Lütfen aldanmayın, bu kesinlikle keyifle okunacak bir kitap değil.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,4bin okunma
··
934 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Semih Doğan okurunun profil resmi
Tekrar okunacaklar listemde bulunan bir kitap. Hatta Sadık Hidayet okuma etkinlikleri yapılmalı bence :) Bu cümleyi tek bir kitabını okumuş ve o kitabı da tam anlayamamış biri olarak kuruyorum. Çok ilginç bir dili var Hidayet'in. Ben okurken afyon kullanıyor gibi hissetmiştim Erhan Bey ve o hislerimi unutamıyorum. O sebeple, bu kitabın yeri bende hep ayrı. Sizin okuduğunuzu görünce incelemenizi de özellikle bekledim. Güzel de olmuş. Tekrar okuduğunuzda eminim daha çok beğeneceksiniz, daha çok beğeneceğiz. Elinize sağlık.
Erhan okurunun profil resmi
Çok sağolun Semih Bey, beğenmemek gibi bir şey yok aslında, sizin gibi açıkta kalmak var bazı şeylerle ilgili. Kör Baykuş mesela, lambanın gölgesi olabilir, ölüm en kuvvetli düşünce, kendi gölgesi olabilir. Hatta kendi gölgesine yazıyordu kitabı Sadık Hidayet, o da kör ve göremiyor olabilir ya da biz okuyucu olarak anlayamıyor olabiliriz kitabı. Bence onun yazdığı şeyden çok bizim hangisini aldığımız ya da kitabın bize ne hissettirdiği, ne düşündürdüğü daha önemli. Belki de birisinin "Ha burada şunu demek istemiş" diye göstermesine gerek yoktur. Sadece bizim bir şeyler yaşamamız yeterlidir. Ama ne olursa olsun bir kere daha yaşanması gereken bir kitap. Umarım beraber okuruz o etkinlikte.
8 sonraki yanıtı göster
Necip G. okurunun profil resmi
Kesinlikle en az 2 defa okunması gereken kitaplardan biri... İlkinde aynı sizin anlattığınız gibi bir boğuşmayla geçiyor çünkü. Ama güzel bir boğuşma bu. Kitap, hacmiyle tamamen zıt bir derinliğe sahip. Ben de henüz bir kez okudum ve çok etkilendim. Yani hiç beklemiyordum kitabın bu kadar etkileyeceğini... İkinci okumayı ise bilerek bekletiyorum. Böyle güzel, sakin bir pazar günü bekliyorum tekrar elime almak için:) Elinize sağlık Erhan Hocam, kitabın ruhunu ve etkisini çok güzel ifade etmişsiniz yine... Selam ve sevgilerimle...
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler, Necip Hocam. Açıkcası yazılabilecek oldukça fazla şey var kitap hakkında insanların görüşlerine de bakınca. Ben de en iyisi fazla ayrıntıya girmeyeyim dedim. Ama kör okur kitabını epub olarak indirdim , inceliyorum şimdi, sadece bu kitabı değil Hacı Ağa ve bazı hikayeleri de incelmiş yazar. Belki biraz faydalı olabilir ikinci okuma için.
Erdinç BİGE okurunun profil resmi
Yazınız eseri okumaya heveslendirdi Erhan Bey. Listeme ekliyorum.
Erhan okurunun profil resmi
Çok sağolun Erdinç Bey. Umarım beğenirsiniz. Farklı bir eser çünkü.
Bu yorum görüntülenemiyor
Metin T. okurunun profil resmi
İlk söyleyen elbette unutulmamalı, ama bazen son söyleyen en iyi söyler. Anlamamıza sebep hep son söyleyen gibi gelir bana. Mezarlıklarında gezerken Pers'in, bir de bakmışsın ki, Tahran'dasın. Bir kimsesizler mezarlığında. Gömdüğün ne ola ki? Kalemine sağlık Erhancığım.
Erhan okurunun profil resmi
Çok sağolun, Mehmet Kaner çevirisinden okurum heralde bir dahakine. Belki o zaman bavuldakilerin ne olduğunu çözerim tam olarak :) İyi geceler Metin Hocam
Selen Sevim okurunun profil resmi
Kör Baykuş'un incelemesini okumayın demissiniz :) şu yazıyı bana/bize okuttunuz :))) Şaka bir yana. Ben inceleme yazılarından etkilenmiyorum sadece fikir sahibi oluyorum. Çünkü genelde kitaplardan benim de anladığım farklı oluyor. Bu yüzden okuma dermişsiniz ama ben okurum :p :)) Neyse bu kitap için erkek olan bir arkadaşım bu kitabı okuduktan sonra bana kesinlikle okumamamı söylemişti neden dediğimde cok fazla cinsellige girilmis ya da bel altı sözler olduğunu söyleyip kendi rahatsızlığını dile getirmişti. Zatem kitabı da, kendine alirken bana da almıştı ve okumadan aldığı için pisman olmuştu. Bana gelirsek de, henüz sıra gelmedi okumak için. Bir erkek bu tip bir yazıdan rahatsız olduysa bu kitapta ne yazılmış öyle arkadaş, diye insan merak ediyor açıkçası. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz diye yazmak istedim :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.