Gönderi

5.BÖLÜM
Craig Calhoun gibi kimi Batılılar, modern bir din olduğu ile ilgili tezleri aktarıyorlar. Ama milliyetçilik, her dinin gerektirdiği ibadetlerden uzaktır. Ayrıca yayılma hızı, ne bir ideolojinin ne de bir dinin yayılma hızına uyuyor. Belki katili de maktulu de saran bir "heva", bir hastalık, bir zehirli his demek gerekiyor ona. Bir tür vesvese, ahir zaman vesvesesi... Ne ona kapılan zalim, zulümden yoruluyor ne de onu kurtuluş yolu edinen mazlum, gerçek anlamda zulümden kurtulabiliyor. Bütün haramlar gibi ona doyum olmuyor, ondan içen, içtikçe daha fazla içiyor, kanmıyor, susuzluğu geçmiyor, nihayet onunla can veriyor ya da yolunu bulup ondan kurtularak kendini ondan arındırarak şifa bulabiliyor ancak. Hitler, önce bir milliyetçiydi, Sadece bir milliyetçi... Sonra faşist bir milliyetçi... Faşizmi onu öldürdü. Bugünün pek çok olgun insanı ise dün bir milliyetçiydi. Ancak ondan kurulunca huzur bulabildi. Ona müptela kalan ise kendi kavmi dışındaki bütün kavimlere küfretti, sonra baş başa kalınca kendi kavmine en galiz küfürleri savurdu. Çoğu zaman bu hali aynı anda yaşadı: Büyük toplulukların önünde "Yaşa!" "En büyük" diyerek kendi kavmini yüceltir; kendi grup elemanlarıyla yalnız kaldığında ise "Bizden haini, bizden alacağı, bizden nankörlük, bizden bize düşmanı yoktur" dedi. Bu gelgitler içinde tutarsız davranışlara yöneldi. Kedince büyük bir kurtuluş savaşçısı iken aniden bir hain oldu. Dünyanın bütün modern bağımsızlık savaşlarında milliyetçiler vardır ama dünyanın bütün modern ihanetlerinde de milliyetçiler vardır. Dün kendilerince özgürlük savaşçısı olan, Bugün kendi halkının özgürlüğüne karşı savaşan askerlere kendi mevzilerini gösteren bir itirafçı, bir ajan olabildi. Dünün ve bu günün savaş hikayeleri, ihanet vakaları bu hasta ruhların aktörlüğü çerçevesinde gelişti ve gelişmektedir.
Sayfa 120 - undefinedKitabı okudu
·
23 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.