Gönderi

19 Haziran 1993 günü köylülerin kırk beş yıl önce babamın ölüsünü buldukları çatağa gittim. Cesedi bulan çoban hâlâ yaşıyordu ve olayı da kim bilir kaçıncı kez anlatıyordu. Çobanın bulduğu cesedin babamın cesedi olup olmadığı yıllar boyu tartışıldı, durdu. Her neyse, ne; ama benim asıl içimi yakan onun bir mezarının bile olmamasıydı. Madem meskeni dağlar'dı Sabahattin Ali'nin, biz de ona dağlarda bir işaret bırakacaktık. Çatağın yakınındaki düzlükte arkasını Istranca ormanlarına dayamış koskoca bir kayanın üzerine gömdüğümüz mermer parçasına "Başım dağ/ Saçlarım kardır / Benim meskenim dağlardır" diye yazdık. O günden beri artık babamı rüyamda görmüyorum ve inanıyorum ki artık ruhu huzura kavuştu ve dağlarda özgürce dolaşıp duruyor.
·
7 görüntüleme
Sol Anahtarı