Gönderi

Uzun yazıları okumak istemiyor artık insanlar; olabildiğince kısa olsun, ama mümkün mertebe çok şeyi anlatsın istiyor. Fakat bunu yaparken, yani ancak sayfalar dolusu yazıyla anlatabileceğini bir, iki, bilemedin üç cümleye sıkıştırırken yazar; elinden geldiğince de basit ve anlaşılır olsun istiyor. Cümlelerin sonunu beklemek istemiyor artık insanlar; her ne diyecekse karşısındaki kişi, bir an önce desin ve sussun istiyor. Bu yüzden de, faraza birazcık uzatırsa konuşmasını; kaldırarak havaya ellerini ve de değişik vücut devinimleri sergileyerek, "lakin" diyor, sıra bende demek istiyor, bölüyor sözünü. Çabucak sıkılıyor artık insanlar; bir televizyon kanalında, bir radyo istasyonunda sebat edemiyor. Aynı anda her şeyi izlemek, her şeyi dinlemek istiyor ama; hiçbirini izleyememiş, hiçbirini dinleyememiş oluyor. Vaktini harcadığı, tuşları aşındırdığı ile kalıyor. Yemek kısa sürsün istiyor, mümkünse ayaküstü olsun. Uykuya zaman ayırmasın, yalnız gözünü dinlendirsin. Yolculuk hemen bitsin, yollar hızdan görünmesin. Misafir derhal gitsin, ortalığı dağıtıp kirletmesin. Çocuk gayrı büyüsün, eli ekmek tutsun. Uzun birliktelikler de istemiyor artık insanlar! Şiddetli geçimsizlik var, boşansın. Dünya görüşlerimiz uyuşmuyor, yüzüğü atsın. Mesajıma geç cevap yazdın, ayrılsın istiyor. Uzlaşmak değil, benim dediğim olsun. Farklılıklar değil, sen de bana benze. Anlayış değil, ben buna gelemem diyor. A insandan sıkıldım, biraz da B insandan sıkılayım... Üzerime gelmesin, üzerine gitmeyeyim... Ben ne istediğimi bilmiyorum, ama sen onu ver... Ben ne istemediğimi bilmiyorum, ama sen onu yapma... İşime gelmiyor ama, ok. Umurumda değil ama, kib.
··
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.