Gönderi

250 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Laiklik... Ne muazzam öneme sahip bir kavram. Din ise, oldukça hassas bir konu. Kişinin yaratıcıyla kendisi arasında yaşadığı bir durum. Ama araya giren üçüncü kişiler, din "alimleri" asırlardır varlar ve olmaya da devam edicekler. Elbette insan bir yol gösteren arar her konuda ve din de bunlardan biridir. Bu kişilerin sınırlarını bilmeleri ve işlerini hakkıyla, dürüst biçimde yapmaları da bir o kadar önemlidir. Her meslekte bir iki, belki daha fazla bulunan çürük elmalardan bunların arasında olması da kaçınılmazdır. Bundan ziyade toplumun gidişatında söz sahibi olmaları ise daha kötü sonuçlar doğurabilir. Bunun işini yapan kişiyle alakası yoktur ama bunlar o çürük elmalardan ise durum daha vahimdir. Ve ne yazık ki asırlardır onlarca toplum bu kişilerin yönettiği şekilde yaşamıştır, yaşamaya devam edenleri de vardır. Yeşil Gece de medreselerin ve softaların hüküm sürdüğü, sözünün geçtiği bir zamanda kendisi de medreseden yetişmiş ama daha sonra bunların memleketi karanlığa götürdüğünü anlamış genç ve idealist bir ilkokul öğretmeni olan Şahin Bey'in cehaletle ve bağnazlıklarla mücadelesini anlatıyor. Küçücük çocukları başlarına sarılan sarıklardan kurtarıp, onlara öğretilecek olan pozitif bilimlerin; kuracağı yeni neslin en önemli şartı olduğunu bilmekte ve onları kafalarına zorla doldurulmak istenen ağır yükten kurtarmaya çabalamaktadır. Bu yolda ona kendi meslektaşlarından, halktan, başka fen adamlarından gelen destek ümitsizliğe kapılmamasını sağlayan en önemli faktörlerden biridir. Karşısındaki düşmanların en beteri ise bence; değişen şartlarda bukalemun misali her şekilde 'karşısında' olan, hiçbir zaman, hiçbir dönem kaybolmayacak 'her devrin adamı' diye tabir edilen menfaatçi insan modeliydi. Kişilerin ideolojileri mükemmel ve eğreti durmayan bir şekilde açık ve net verilmişti; roman boyunca geçirdikleri düşüncesel devrimler, çöküşler vb. olması gerektiği gibiydi. Şahin Bey'in düşünce yapısını metin içinde yer alan kendi cümleleriyle tam olarak vermek istiyorum: -Medrese eğitimi alan, almakta olan softalar için düşündükleri; "Kaba ve iptidai bir dünyaları vardı: Karalar ve denizlerin üstünde kubbe biçiminde bir tavan, onun üstünde çivi çivi çakılmış yıldızlar altında insan sürüleri: Her birinin omzuna iki hafiye melek oturmuş, durmadan ne yaptıklarını, ne düşündüklerini yazıyor; sonra bunların hepsinin üstünde kullarını bu jurnallara göre keyfince asıp kesen, mesela kadınlar sokakta yüzlerini açıyor diye tarlalara dolu, şehirlere taş yağdıran çatık yüzlü bir Tanrı; günah işleyenleri yakmaya mahsus bir ocak ki, bir deliği açık kaldığı zaman yeryüzü sıcaktan kavruluyor; bir cennet ki içinde İstanbul çarşıları gibi yiyeceğe, içeceğe dair yok yok; yalnız şu farkla ki orada alışveriş para ile değil, Allah'ın sevgili kulları diz dize oturmuş, gece gündüz dua ve ilâhi okumakla meşgul; ara sıra ibadete fasıla vererek çeşit çeşit nimetler yiyorlar; huriler, gılmanlarla, sefa sürüyorlar; sonra yine dua ve ilâhi!" (Sayfa 23) Yeşil Gece olarak tasvir ettiği medresenin karanlık eğitimi, ilmi hakkındaki düşünceleri; "- Bak şu yeşil türbe kandiline Rasim. Medresenin ilim ve nur dediği şey bu sisli ışığa benzer... Hep böyle mezarları, insana kasvet ve ümitsizlik veren şeyleri aydınlatır... Erişebildiği yerlerdeki eşyaların şeklini, rengini değiştirir, her şeyi korkulu vehimler ve hayaller şekline sokar... Bir ışık ki sekiz, on adımlık çevresi haricinde yine  gece vardır. Asırlardan beri nur diye hep bu yeşil gecenin içinde yaşadık. Ben, aydınlık diye ona derim ki, beş altı saat sonra doğacak gün gibi her yeri, her köşeyi berrak bir mücevher ışığına boğar... Bu yeşil geceye nihayet verecek gün bizden, yeni mektep dediğimiz bu kötü, karanlık viraneden doğacak." (Sayfa 69) Son olarak; kitabı aslında yarım bırakmayı düşündüm başladığımda. Birkaç gün de ara verdim. Çünkü yer alan yabancı kelime sayısı fazla ve sözlüğün kitabın arkasında olması epey vakit harcamama sebep oluyordu ve kitaptan aldığım keyfi yok ediyordu. Sonrasında yavaş yavaş alıştım, daha az bakmaya başladım. Cümlenin tam anlamını anlamam yeterli oldu, bu sayede bitirebildim. Keşke yayınevi kelimelerin anlamlarını hemen yanlarında verseydi okuması daha kolay ve zevkli olurdu fikrimce. Bunu dışında beğenmediğim tek şey ise kitabın sonu. Yazar niye böyle meçhul bir sonla bitirmiş anlam veremedim. Daha güzel bir son beklerdim açıkçası ama Yeşil Gece dönemini anlatan gayet güzel ve okunması gereken bir roman. Gerçi her döneme hitap eden bir konusu var bu yüzden güncelliğini kaybedeceğini de düşünmüyorum. Geçmişte de böyleydi, günümüzde de böyle, gelecekte de böyle olmayacağının garantisi yok...
Yeşil Gece
Yeşil GeceReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20183,517 okunma
··
143 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.