Gönderi

Belleğin tam olarak nasıl çalıştığını düşünüyoruz? Aşağıdaki sözcükleri okuyun: yatak, dinlenmek, uyanık, yorgun, rüya, şekerleme, battaniye, uyuklamak, horlamak, kestirmek, esnemek, huzur, dinginlik, uyuşuk, yatmak. Birkaç paragraf sonra bunlara geri döneceğiz. ... Tıpkı dikkat yanılmasının bizi önemli ve ayırt edilebilir olayların dikkatimizi çekeceği fikrine itmesi ama gerçeğin tam tersi olmasındaki gibi bellek yanılması da neyi hatırladığımızı düşündüğümüz ile gerçekte neyi hatırladığımız arasında temel bir zıtlığı yansıtır. İnsanlar niçin kısa vadeli belleğin sınırlarını kolayca anlamakta fakat uzun vadeli belleğin doğasını yanlış yorumlamaktadır? ... Dikkat ettiğimiz şey, dikkat ettiğimizi düşündüğümüz şeyden farklı olunca dikkat yanılsaması ortaya çıkar. Bellek yanılsaması ise hatırladığımızı düşündüğümüz şey ile hatırladığımız şey farklı olduğunda ortaya çıkar. Şimdi az önce okuduğunuz listedeki sözlükleri hatırlamaya çalışın. Mümkün olduğu kadar çok sözcük hatırlayın. Okumaya devam etmeden bunları bir kağıda yazın. Daha birkaç dakika önce okuduğunuz sözcükleri hatırlamaktan daha kolay ne olabilir? Fakat bu kadar basit bir iş bile belleğin sistematik çarpıtmalarını gözler önüne sermeye yetecektir. Yazdığınız listeye bakın. Sizce iyi hatırlayabildiniz mi? On beş sözcüğün hepsini hatırlayamadınız büyük ihtimalle. Bu deneyi sınıfta yaptığımızda öğrencilerin çoğu baştan birkaç sözcük ve sondan birkaç sözcük hatırlıyordu. Çoğunlukla listenin ortasındaki sözcüklerinin yarısından azını hatırlıyorlardu. Ortalamada ise onbeş sözcüğün yedi ya da sekizini doğru hatırlıyorlar. Bir an durup bunu bir düşünün. Bu sözcükler son derece yaygın ve tanıdıktı. Onları okurken (umarız) özel olarak stres altında değildiniz ve hatırlamanız gerektiğinde de süre kısıtlamasının baskısını hissetmediniz. 1950'lerde yapılan bilgisayarlar belleklerinde on beş sözcüğü mükemmelen saklayabiliyordu. Fakat muazzam bilişsel yeteneklerimize rağmen, daha biraz önce okuduğumuz sözcükleri tam olarak hatırlayamıyoruz. ... Listemizdeki on beş sözcüğü hatırlamakta güçlük çekmemizin bellek yanılsamasına örnek teşkil etmesinin sebebi bellek sınırımızı göstermesi değildir. İnsanlar genellikle bu sınırın farkındadır. Bellek yanılsamasının sebebi ne yaptığımızı nasıl hatırladığımızın altını çizmesidir. Hatırlayıp kağıda yazdığınız listeye tekrar bakın. "Uyku" sözcüğünü yazmış mıydınız? İnsanların yaklaşık %40'ı "uyku" sözcüğünü gördüğünü hatırlamıştır. Eğer bu kişilerden biriyseniz, diğer sözcükleri gördüğünüzden emin olduğunuz kadar "uyku"sözcüğünü gördüğünüzden de eminsiniz büyük ihtimalle. Hatta bu sözcüğü listede gördüğünüzü açıkça hatırlıyor da olabilirsiniz- fakat listede bu sözcük yok. Bu sözcüğü siz uydurdunuz. Bellek hem gerçekten olana hem de olanları nasıl anlamlandığınıza bağlıdır. Okuduğumuz liste bu tür bir yanlış hatıra yaratmak üzere düzenlenmişti. Sözcüklerin hepsi listede bulunmayan "uyku" sözcüğüyle yakından bağlantılıdır. Listedeki sözcükleri okuduğunuz sırada zihniniz onları anlamlandırır, otomatik olarak aralarında bağlantılar kurar. Belli bir düzeyde sözcüklerin hepsinin uykuyla alakalı olduğunu bilirsiniz fakat "uyku" sözcüğünün kendisinin listede olmadığına özellikle dikkat etmezsiniz. Demek ki sözcükleri hatırlamaya çalışırken zihniniz listeyi elinden geldiği kadar iyi bir şekilde yeniden kurar ve bu sırada gördüğünüz sözcüklere dair özgül hatıralarınıza ve sözcüklerin genelde nasıl ilişkilendiğine dair bilginize dayanır.
Sayfa 60
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.