Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

488 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
"Ancak ben bunun için yaratılmıştım. Cehenneme dalmak için." . . Pierce Brown yine kendine ve yazdığı evrene beni hayran bıraktı. Mükemmelik bu seri için az kalır. Nereden başlasam bilmiyorum en sevmediğim karakter için mi üzülmedim, en sevdiğim karakterlerden birinden nefret mi etmedim, şaşkınlıktan aklım başımdan mı gitmedi... Neler neler oldu... Hala etkisindeyim... Kızıl Yükseliş´in sonu harikaydı bu tartışmaya açık olamayan bir konu ama Altın Oğul sen nasıl bir şeydin ya. İlk başlarda ders yoğunluğum ve olayların biraz durağanlığı yüzünden az az okuyabildim ama kitap belli olaylardan sonra öyle bir açıldı ki Kızıl Yükseliş gibi harika bir kitabı yazdıktan sonra bile yazarın kendini geliştirdiği ortaya çıktı. Beni kendine bağladı ve ´amaan dersleri sonra yetiştiririm´ deyip kitaba gömülmeme yol açtı. Ben kitap yorumlarını en çok karakterler üzerinden yapmayı seviyorum zaten diğer yorumlarımdan da bu anlaşılıyordur. Yine karakterlere ve onların ayrı dünyalarına dalarak bu harika kitabın içine nasıl çekildiğimi anlatacağım. Adalet, eşitlik, özgürlük için halkını yüz yıllardır sömüren Altınlardan birisi olan Darrow´dan bahsedelim ilk önce. Titus´u hatırlıyorsunuzdur, hani Enstitü´de Darrow dışında Altına dönüştürülmüş adalet ararken intikamın oyuncağı olmuş, saf öfke ve nefretten gözü kör olmuş Kızıl. Darrow´un da içinde için için yanan nefret var, yoluna devam etmesini sağlayan... Ama Darrow bunu kontrol etmesini bildi, hatalarından ders çıkartarak gerçek adalet için yoluna devam etti. Titus gibi sadece Altınlardan nefret etmedi onları tanıdı, arkadaş edindi, Altınlarının hepsinin kötü olmadığını gördü eğer Titus gibi olsaydı öfkesinin gerçekleri görmesini engellemesine izin verseydi daha mücadelesi başlamadan sona ererdi. Titus gibi kalbinin intikam ile kararmasına izin vermedi çünkü her gün kalbinin atmaya devam etmesini sağlayan Eo´un hayali ile yaşıyordu. Kısrak´ın gözlerinden içine işleyen umut ile, dostluklarının kuvveti ve adaletin meşalesinden yayılan ışık ile yaşıyordu. Darrow´u özel yapan sevdiklerinin gücüydü. En karanlık zamanlarda onlardan güç buluyordu. Böyle bir karakter nasıl favorim olmasın ki. Darrow´dan çok şey öğrendim; onunla beraber her iyinin içinde bir kötü her kötünün içinde bir iyi olduğunu hissederek, anlayarak öğrendim. Kendini geliştiren karakterleri her zaman severim ve Darrow da sürekli olarak değişim ve gelişim içerisindeydi bu kitapta bunu okumak çok hoşuma gitti. Diğer sevgili, sevgili canım karakterime geçmek istiyorum Darrow´un gerçek dostu, yoldaşı ve Uluyanların lideri Sevrooo. Lanet olasıca çok güçlü ve harika ötesi bir karakter! Kızıl Yükseliş´teki hareketleri ile zaten sevgimi kazanmıştı ama bu kitapla beraber çocuğun büyük fanı oldumm. Darrow´a olan sonsuz sadakati, dostluğu, desteği ile gerçek dost ve kardeş olduğunu gösterdi. Uluyanlara olan bağlılığı ile yine sevgimi kazandı. Hiç söyleyemediği duyguları ile kalbimi binbir parçaya ayırdı ama buna rağmen güçlü durdu, bir kurt gibi. Kabuğuna çekildi duyguları yine ama biz sevgili Sevro´muzun içini gördük bir kere bu kitapta. Unutmak zor bunu. Şakaları, seçimleri, bakış açısı, savaşçılığı, zekası, anlayışı her şeyi ile bu çocuğa bayılıyorum! Sevro en iyisini hak ediyor diyebileceğim bir karakter ve onun içinde olduğu her sahneyi okumayı çok seviyorum. Kusurlarını kabullenen ve bunlara zerre önem vermeyen, arkadaşları ve inandıkları için canını teslim edecek cesaretli Sevro senin hakkında daha konuşurum ama babandan da biraz bahsedelim. Fitchner da çok sevdiğim bir diğer karakterdi kim tahmin edebilirdi ki kendisini bu kadar sevebileceğimi? Ha bir de Tactus var. Asla bu karakteri seveceğimi düşünmedim. Psikopat ve dengesizdi ama bu kitap çoğu karakterin gerçek yüzünü görmenizi sağlıyor. Gerçek yüzünü gördüğümüz bir diğer karakter de Roque... Artık biraz spoiler vereceğim dayanamıyorum !SPOİLER! Tam Tacatus´un gerçek yüzünü gördük, kalbinin yaralarını gördük, tam içimden bu çocuk kurtarılmaya değer dedim, Darrow sen ona bir ışık verebilirsin karanlıktan çıkarılabilir dedim çocuk Darrow´un kolları arasında son nefesini verdi. Söylediği gibi hızlı yaşadı, genç öldü sevgili dostum... Darrow´un onun için istediği huzuru umarım bulmuştur, ikinci şansını bulamasa da... İlk önce Lea sonra Quinn´in ölümü, Darrow´un ondan gizledikleri sebebiyle o sevdiğimiz şair Roque öldü benim için. Çocuğun kafasını kopartmak istiyorum yaptıklarından dolayı! Tamam acın var anlıyorum ama bu Darrow´un suçu değil, o her zaman seni korumaya çalıştı mankafa! Gerçek dostu olduğunu düşündü, defalarca özür diledi, seni kazanmaya çalıştı ama sen ne yaptın ikinci Cassius oldun başına! Tamam hadi suçlayacak birilerini aradın ve Darrow´u buldun peki ama sırf bu yüzden Victra, Fitchner ve Arcos´un ölmesine yardım ettin seni adi! Fitchner´ın gerçek hikayesi ağzımı açık, gözlerimi yaşlı bıraktı ve kesinlikle bu sonu hak etmiyordu. Ya Sevro´nun yarı Kızıl çıkması! Delice bir fikir, harika ötesi yazar! Victra´nın sonunun Tactus gibi olmamasını istiyordum ama Roque sağ olsun(!) Tactus gibi o d bu dünyada huzura yaklaşmışken... Çakal´ın kalbi olduğuna o kadar çok inanmak istedim ki ama ona neden çakal dediğimiz bir kez daha ortaya çıktı. Kısrak bu konuda haklı çıktı ama o da ayrı bir aleme gitti. Sonunda olanların nasıl geliştiğini anlayamadım Kısrak ihanet etti mi? Roque nereden Darrow´un kızıl olduğunu biliyordu? Çakal ne zaman Fitchner´ın gerçek kimliğini öğrendi? Aklım sorularla dolu! -SPOİLER BİTTİ- Sonu neydi pekiii?! Ağzımı kapatamadım şaşkınlıktan! Sabah Yıldızı´nı almak için çıldırıyorum! Neler oluyor diye bağırmak geldi içimden! Hala sonunun nasıl öyle geliştiğini çözemedim anlatmak isteyen varsa dinlerim fhvgsdgvg
Altın Oğul
Altın OğulPierce Brown · Pegasus Yayınları · 20151,322 okunma
·
75 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.