Gönderi

·
Puan vermedi
Daha önce "Hayvan Çiftliği" adlı kitabını okuyup yorumlamıştım. İki kitabın ortak noktası, gerçek dışı gibi gösterilen olaylar, kişiler veya dünyalar üzerinden tarihteki ve günümüzdeki önemli meselelere değiniliyor olunması. 1984 kitabı distopya olarak niteleniyor olsa da benim gözümde gelecekte yaşanması muhtemel karanlık günlerden ziyade günümüzdeki egemenlik anlayışını ve buna bağlı oluşan toplumsal yapıyı fazlasıyla yansıtıyor. Kitapla ilgili okuduğum bazı yorumlarda, kitapta bahsedilen durumların ileride gerçekleşme olasılığından bahsediliyorken, ben şuan yaşandığını düşünüyorum. Zaten kendisi de bununla ilgili, "Kitapta anlattığım toplumun bir gün mutlaka gerçek olacağına inandığımı söyleyemesem de, ona benzer bir toplumun gerçek olabileceğine inandığımı söyleyebilirim" demiştir. Ağır koşullarda çalışmaktan, boğaz kavgasından, komşularla didişmekten, sinema, futbol, bira ve en önemlisi de kumar yüzünden kafalarını çalıştırmaya fırsat bulamıyorlardı. Orwell'ın yarattığı dünyada, Avrasya, Doğu Asya ve Okyanusya olmak üzere, sürekli bir egemenlik mücadelesi içerisinde olan üç büyük devletten bahsediliyor. Her devletin bir takım kendine has yapısı ve toplum özellikleri olduğundan bahsedilse de hepsinde aynı baskıcı rejimler uygulanıyor ve düşünen bireylerin meydana gelmesi engelleniyor. Tek doğrunun partinin söyledikleri olduğu telkin ediliyor insanlara ve evlerine konulan ekranlar aracılığıyla her hareketleri gözetim altında tutuluyor. Parti, kişinin tek bir jest veya mimiğinde dahi tehdit sezip onu göz altına alabiliyor. 1984 kitabında yer alan ülkeler ve sınırları. Burada olduğu gibi Avrasya'da da, Doğu Asya'da da gözyüzünün herkes için bir olması ne kadar tuhaftı. O göğün altındaki insanlar da birbirlerine çok benziyorlardı; her yerde, yeryüzünün dört bir yöresinde, birbirlerinin varlığından habersiz, aralarına nefret ve yalan duvarları girmiş, ama yine de birbirinin aynı olan; düşünmeyi hiçbir zaman öğrenmedikleri halde, bir gün dünyayı altüst edebilecek gücü yüreklerinde, içlerinde, kaslarında biriktirmekte olan yüz milyonlarca insan yaşıyordu. Kahramanımız Winston, aynı düzenin sürüp gittiği Okyanusya ülkesinde "dış parti üyesi" olarak yaşam sürüyor. Okyanusya, "Büyük Birader" olarak bilinen ve gerçek olup olmadığı konusunda dahi çeşitli kuşkular bulunan bir kişi tarafından idare ediliyor. Winston ve toplumun diğer üyeleri kafalarını çevirdikleri her yerde onun bakışlarıyla karşılaşıyorlar. İnsanlara bu yolla "sizi her yerde izliyoruz, bizden kaçamazsınız" algısı dayatılmaya çalışılıyor. Kitabı okuyanlar olarak bizler, bu dünyayı Winstonun gördükleri, düşünceleri ve yaşadığı olaylar vasıtasıyla tanıyoruz. Tanıyoruz demek biraz eksik kalıyor, çünkü tasvirler öylesine kuvvetli ki, adeta sizi de içine çekiyor. Aynı karamsarlığı ve gerginliği yaşıyorsunuz okurken. Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler. Okyanusya ülkesinde, partinin insanlara dayattığı pek çok ilke ve düşünme sistemi var. Bunlardan en önemli iki tanesi, insanların sadece partinin istediği şeyleri söylemesini ve düşünmesini sağlayacak olan "Yenisöylem" adı verilen bir dil ile partinin mantıksız söylemlerinde dahi kesinlikle haklı olduğunu insanlara kabul ettiren "Çiftdüşün" ilkesi. Toplum en alt tabaka olan "Proleterler" ile "Parti üyeleri" olarak temelde ikiye ayrılıyor. Parti üyeleri de iç ve dış olarak kendi içinde bölünüyor. İç parti üyeleri bu düzeni işleten üst kademe kişilerden oluşurken, dış parti üyeleri ise bir nevi orta sınıfı temsil eden, partinin ayak işlerini yerine getiren ve her adımları izlenen, tüm bu kurallara kayıtsız şartsız uymak zorunda olan kişilerden oluşuyor. Sözlüğü tamamladığımızda, senin gibilerin dili yeni baştan öğrenmeleri gerekecek. Bana öyle geliyor ki, sizler asıl işimizin yeni sözcükler icat etmek olduğunu sanıyorsunuz. Oysa ilgisi yok! Sözcükleri yok ediyoruz; her gün onlarcasını, yüzlercesini ortadan kaldırıyoruz. Winston da bir dış parti üyesi olarak kendisine verilen görevleri yerine getirmek zorunda. İçten içe bu sisteme karşı isyan etmek istiyor olsa da etrafında kurulan baskı unsurları bunu yapmasına fırsat tanımıyor ve o da kendince, onu izleyen ekrandan gizli günlük tutmaya çalışarak içindeki nefreti oraya kusmaya çalışıyor. Zamanla güvenebileceği insanlar arıyor ve isyan girişimini farklı boyutlara taşıyor. Fakat bu toplumsal bir kalkışmadan ziyade bireysel bir isyandan ibaret. Kitap boyunca Winston'un sonunun ne olacağını, tanıştığı insanların ne kadar güvenilir olduklarını ve bu işin nereye varacağını sorguluyorsunuz. Bunun yanında günümüz politik ve toplumsal anlayışıyla ilgili yapabileceğiniz çok fazla çıkarım var. Özgürlük, iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir. Kitapta, Partinin koyduğu katı kuralların yalnızca bireysel olarak aşılmaya çalışılması ve yoğun olarak cinsellik yasağı üzerinde duruluyor olması bana biraz sıkıcı gelse de genel anlamda güzel bir kitaptı. Ben daha aksiyonlu, inişli çıkışlı, özgürlük yolunda mücadele verilen bir kitap beklerken, okudukça bahsettiğim karamsar havanın içerisine gömüldüm diyebilirim. Ayrıca, Orwell'ın ifade ettiği gibi aynısını yaşıyor olmasak da kesinlikle kitapta bahsi geçen durumların benzerini yaşadığımız gerçeğinin farkına vardım. Dünyadaki büyük devletler etrafında kümelenen küçük devletler ve belirli noktalarda ekonomik çıkarlar doğrultusunda başlatılan savaşlar, toplumların çeşitli araçlar vasıtasıyla düşünmeyi terk etmesi ve sadece söylenenlere inanması, ne yapılırsa yapılsın bu düzenin değişmeyeceği algısının hakim olması yaşadığımız düzenle 1984 kitabında anlatılan dünya arasındaki benzerliklerden başlıcaları. Tarih durdu. Parti'nin her zaman haklı olduğu sonsuz bir şimdiden başka bir şey yok Tüm bunlar göz önüne alındığında ve özellikle kişisel beklentilerimi de bir tarafa koyduğumda kesinlikle çok iyi bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca biri 1956 senesinde BBC tarafından yayınlanmış bir diğeri de 1984 senesinde yayınlanmış olan iki adet filmi de var. Ben kitabını okuduğum için izlemeyi düşünmüyorum çünkü kendi hayal gücümde nasılsa öyle kalmasını istiyorum kişilerin ve sahnelerin. Filmlerin nasıl olduğu konusunda pek fikrim yok ama kitabı okuyamayacak olanlar için güzel bir alternatif olabilir. Yine de yorumlarda incelediğim kadarıyla hem eski film olması hem de kitaptakileri iyi yansıtamamış olması nedeniyle iyi bir film olarak gösterilmemiş, İMDB'de muhtemelen kitabın hatırına ortalama bir puan vermiş gibi duruyor.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2023166,9bin okunma
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.